İntraserebral hemorajide klinik, BBT ve prognoz
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET 57Bu çalışmamızda 1.1.1985-1.8.1990 tarihleri arasında kliniğimizde `spontan intraserebral hemoraji` tanısı ile yatan ve konservatif olarak tedavi edilen toplam 316 hastanın retrospektif analizi yapılmıştır. Yaş ortalaması 57.4 (19-94) olan hastaların 169 'u <* 53.5) erkek, 147 'si <* 46.5) kadındır. Tüm olgularda tanı BBT ile doğrulanmıştır. Hastalar kliniğimizde ortalama 10.7 (1-49) gün izlenmişlerdir. Olgularımızda saptanan en sık başvuru yakınmasının bilinç bozukluğu olduğu görülmüştür (* 49.3). Bunu diğer yakınmalar izlemiştir. En sık saptanan risk faktörü hipertansiyondur (« 69). Diğer önemli risk faktörleri yaş, diyabet, hiperlipidemi, kardiopati, geçirilmiş strok öyküsü ve sigara kullanımı öyküsüdür. BBT, olguların tümünde ISH'nın lokalizasyonunu, büyüklüğünü ve diğer özelliklerini saptamada yararlı olmuştur. ISB tanısında BBT'nin önemi bir kez daha vurgulanmıştır. ISH'nin en sık yerleşim bölgesinin derin ganglionik- talamik bölgeler olduğu görülmüştür. Çalışmamızda mortalite oranı 36. 7 olup, bu oran genel literatür verileriyle paralellik göstermiştir. En kötü prognoz derin yerleşimli ve lober yayılımlı hemoraj ilerde görülmüştür. Prognozu önceden saptanmada bilinç düzeyinin, BBT'de ventriküllere açılma ve şift bulgusunun, hematomun büyüklüğünün ve EKG anormalliklerinin önemli olduğu saptanmış, yaşın ve cinsiyetin prognoza etkili olmadıkları gözlenmiştir. ISH olgularında cerrahi tedavinin progresif olarak kötüleşme gösteren ve herniasyon tehdidindeki hastalara sınırlanabileceği kanısına varılmıştır. 58
Collections