Porselen restorasyonların tamirinde kullanılan farklı tamir materyallerinin çeşitli yüzey preparasyonları uygulanarak; kopma, bağlama, kırılma dirençlerinin in vitro ve in vivo olarak karşılaştırmalı değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
179 BOLUM VI ÖZET 1950'lerin ortalarından beri metal destekli porselenler dişhekimliğinde yaygın bir kullanım alanı bulmuşlardır. Ancak, porselen materyalinin kırılgan yapısından dolayı restorasyonlarda kırılmalar meydana gelebilmektedir. Bu durum, restorasyonun tamamen bozulmasına neden olmamakla birlikte, hasta ve hekime estetik ve fonksiyon açısından sorun yaratabilmektedir. Porselenin doğasından dolayı ağız içinde yeni porselen ilavesi mümkün değildir. Bu nedenle de ağız içi porselen tamir yöntemleri geliştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı; metal destekli porselen restorasyonların kırılması sonucunda karşılaşılan metal, porselen ve metal-porselen yüzeyleri üzerine, frezle ve aluminyumoksit partikülleri ile kumlama yaparak oluşturulan yüzey pürüzlendirmesi işleminden sonra, tamir işleminde sıkça kullanılan beş farklı ağız içi porselen tamir setini uygulayarak hazırlanan örnekleri, belirli sürelerde suda beklettikten sonra, tüm örneklere termal döngü de uygulayarak, bağlanma direncini karşılaştırmalı olarak test etmektir. Ayrıca bağlanma direnci testi sonucunda meydana gelen kırık bölgelerini ve yüzey pürüzlendirmelerini profilometrik olarak incelemek ve takiben oluşan retansiyon alanlarını taramalı elektron mikroskobu (SEM) ile değerlendirmektir. Çalışmanın invivo bölümünde ise; ağızlarında taşıdıkları porselen köprülerinde değişik bölgelerde meydana gelmiş kırıklara altı farklı porselen tamir setini uygulayarak, değişik zaman periyotlarında tamir materyallerinin performanslarının klinik olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Ağız içi porselen tamir materyallerinin laboratuvar koşulları altında kopma dirençlerini test etmek amacıyla 60 tanesi sadece metal, 60 tanesi sadece180 porselen ve 60 tanesi de yarısı metal yarısı da porselen yüzeyli olarak toplam 180 silindir örnek hazırlandı, örneklerin üzerine toplam 5 farklı ağız içi porselen tamir seti uygulandıktan sonra, örneklerin 1/3'ü bir gün, 1/3'ü bir hafta ve kalan 1/3'ü ise bir ay 37 C'lik distile suda bekletildi ve 5-55 C'lik su banyosunda I toplam 550 termal döngü yaptırıldı. Daha sonra tüm örneklerin Instron cihazında bağlanma dirençleri test edildi. Metal, porselen veya her ikisi ile de tamir materyallerinin bağlanmasını sağlayan yüzey preparasyonlarının, örnek yüzeyinde meydana getirdikleri pürüzlülüğü gözlemlemek amacı ile tamir setleri içinde kullanılan yüzey hazırlığı işlemleri profilometre yardımıyla incelendi. Çalışmanın invivo bölümünde; sabit protetik restorasyonunda kırık oluşması nedeniyle başvuran, yaşları 25 ile 66 arasında değişen 58 kadın ve 43 erkek, toplam 101 hastaya ağız içi porselen tamiri yapıldı. Bu hastalar altı aylık periodlarla 3 yıl boyunca kontrollere çağırıldı ve klinik olarak estetik görünüşleri önceden belirlenen bir indekse göre üç protez uzmanı tarafından değerlendirildi. Tüm veriler önem aralığı p<0.05'a göre istatistiksel olarak değerlendirildi. Metal, porseien ve metal-porselen yüzeylerine bağlanma direnci arasındaki farklılık istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Metal yüzeyli örnekler için kullanılan malzemeler arasında en yüksek bağlanma direncini Ceramic Repair tamir seti, kumlama yapılmış uygulama ile 1 gün distile suda bekletme süresinde vermiştir. Metal-Porselen yüzeyli örnekler için kullanılan malzemeler arasında en yüksek bağlanma direncini Ceramic Repair tamir seti, kumlama yapılmış uygulama 1 ay distile suda bekletme süresinde vermiştir. Porselen yüzeyli örnekler için kullanılan malzemeler arasında en yüksek bağlanma181 direncini Ceramic Repair tamir seti frezle pürüzlendirme yapılmış uygulama 1 gün distile suda bekletme süresinde vermiştir. Profilometrik değerlendirme sonucu metal, metal-porselen ve porselen örnekler için en pürüzlü yüzey frezle elde edilmiştir. Invivo çalışmada ise takip edilen hastalardan elde edilen verilerin değerlendirilmesi sonucu porselen tamirleri klinik olarak başarılı (%86.13) bulunmuştur. Yeni gelişen adeziv teknikler ve kompozit rezin uygulamaları ile, özellikle restorasyonun küçük bir kısmının zarar gördüğü durumlarda ağız içi porselen tamir uygulamaları basit, tekrarlanabilir ve etkili bir tedavi seçeneğidir. 182 ABSTRACT Since the mid 1950s, porcelain-fused-to-metal has become the most widely used full-coverage cast metal restoration. Because the technique involves fusion of a brittle material to a ductile one, fractures of the brittle material can occur. Although fractures of the dental porcelain do not necessarily mean failure of the restoration, they pose an aesthetic and functional dilemma for the patient and dentist. New porcelain cannot be added to an existing restoration intraorally because of the nature of the porcelain processing. For this reason, intraoral porcelain repair methods have been developed. The aim of this study was to comparatively test the bond strength on water-stored and thermocycled specimens which were prepared by using five different intraoral porcelain repair kits widely used in porcelain repair on metal, porcelain and metal-porcelain surfaces conditioned with bur and air-abraded with aluminium oxide particles. Examination of the fracture surfaces resulting from the bond strength test and surface roughness by profilemeter, followed by scanning electron microscope evaluation of the retention sites was also aimed. The invivo phase of the study consisted of clinical evaluation of the performances of six different porcelain repair kits applied on various porcelain fracture cases occurred in different regions. A total of 180 specimens with 60 metal, 60 porcelain and 60 metal- porcelain surfaces were prepared to test the shear bond strengths of intraoral repair kits under laboratory conditions. Following the application of five different repair kits, specimens were 37°C water-stored for 1 day, 1 week or 1 month and183 then all specimens were 5-55°C thermocycled for 550 times. Shear bond strengths of the specimens were then tested on Instron testing machine. The roughness that surface conditioning techniques involved in repair kits provided on metal, porcelain and metal-porcelain specimens were investigated using a profilemeter. In the invivo phase of the study, a total of 101 patients (58 female, 43 male) with ages ranging between 25 and 66, which were referred with complaint of fracture on their fixed partial dentures had received intraoral porcelain repair. The patients were followed by six-month follow-ups for 3 years and the treatments were clinically evaluated for their aesthetic appearance according to a previously determined index by three prosthodontists. All data were statistically analysed (p<0.05). Difference between the bond strengths to metal, porcelain and metal-porcelain surfaces were statistically significant. The highest bond strength to metal specimens was obtained with Ceramic Repair Kit, aluminium oxide air-abrasion and 1 day water storage. The highest bond strength to metal-porcelain specimens were obtained with Ceramic Repair Kit, aluminium oxide air-abrasion and 1 month water storage. The highest bond strength to porcelain specimens were obtained with Ceramic Repair Kit, aluminium oxide air-abrasion and 1 day water storage. The highest surface roughness was obtained in profilemeter evaluation with burs on metal, metal-porcelain and porcelain surfaces. Evaluation of the data obtained from the follow-up of invivo cases revealed that intraoral porcelain repair was clinically successful (86.13 %).184 With recent developments in adhesive techniques and composite resin applications, intraoral porcelain repair methods provide a simple, repeatable and effective treatment alternative, especially when a relatively small part of a restoration is damaged.
Collections