Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan hemşirelere yönelik iş kazası kayıt sisteminin geliştirilmesi ve izlenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Giriş Türkiye'de sağlık çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yeterli yasal düzenleme dolayısıyla uygulama olmadığından bu alandaki sorunun boyutları tam olarak bilinmemektedir. Sağlık çalışanları içinde en sık iş kazası geçirdiği saptanmış olan hemşirelerin iş kazalarının uygun sürveyans sistemleriyle izlenmesi gerekmektedir. Bu, sadece tazminat gibi özlük haklarının takibi için değil, aynı tür kazaların tekrar gelişmesini önleyebilmek amacıyla da önem taşımaktadır. Amaç: Bu araştırmada Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hemşirelerin farklı çalışma koşullarım içeren beş bölümde; ulusal ve uluslar arası standartlara uygun bir iş kazası sürveyans sistemi önerisi geliştirilerek uygulanması, sistemin sağladığı veriler ışığında hemşirelerde iş kazası sıklığının, dağılımının ve tiplerinin belirlenmesi ve bildirim hızlarının hesaplanarak Önerilen kayıt sisteminin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Bu tezde birden fazla araştırma tipi kullanılmıştır. İş kazası sürveyans sistemi taslağı; ilgili literatür taranıp, ulusal kanunların ve uluslar arası anlaşmaların incelenmesinden sonra DSÖ ve HKM tarafından hazırlanan Yaralanma Sürveyans Rehberi'nde önerilen basamaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır. İş kazası kayıt sisteminin tarafları olabilecek çoğunluğu yönetici olan 12 kişi ile yürütülen derinlemesine görüşmelerin betimleyici analizinden sonra taslağa son hali verilmiştir. Bu görüşmelerin sonucunda, kaza bildirimlerinin, iş kazası bildirim formları doldurularak başhemşireler ya da iş kazası bildirim kutuları aracılığıyla yapılmasına karar verilmiştir. Dahiliye, Genel Cerrahi, Anestezi ve Reanimasyon, Psikiyatri, Acil Tıp Anabilim Dallarında çalışan 232 (kapsayıcılık %96.67) hemşirenin çalışma koşullarım belirlemek amacıyla 15/10/2004-30/11/04 arasında olan tanımlayıcı bir araştırma yapılmıştır. Araştırma kapsamındaki tüm hemşirelere sistemi tanıtan bir eğitim verilmiştir. 01.11.2004- 01.05.2005 tarihleri arasında altı ay boyunca her hafta Çarşamba günü başhemşirelere bildirilen ve iş kazası bildirim kutularına atılan formlar toplanmıştır. Altı ay boyunca izlenen grupta %7.3'lük bir izlem kaybı meydana gelmiştir. 01-05/02/05 tarihleri arasında sürveyans sisteminin bildirimler açısından değerlendirilebilmesi amacıyla son bir aydaki iş kazası sıklığı ve bildirilmeme nedenlerini değerlendiren kapsayıcılığı %98.3 olan kesitsel analitik bir araştırma yapılmıştır. VIIBulgular: Derinlemesine görüşmeler sonucunda iş kazalarıyla ilgili olarak hastane yönetiminin ve hemşirelerin bilgi eksikliğinin eğitimle kapatılması gerekliliği, iş kazası sıklığının hastanede bilinmediği, hemşirelerin iş kazalarıyla ilgili karşılaştıkları sorunları kendi başlarına çözme alışkanlıkları olduğu ortaya konmuştur. Oluşturulacak sistemin yeni bir ek iş yüküne neden olmaması gerektiği vurgulanmış ve özellikle SSK'lı çalışanların bildirimden çekinebileceği gerekçesiyle ek bir bildirim kutusunun gerekliliği ortaya çıkmıştır. Araştırma grubundaki hemşirelerin % 40.1 'inin sözleşmeli olarak ve daha kötü koşullarda çalıştığı saptanmıştır. Sürveyans sisteminin hedeflerine altı ay sonunda ulaşılmıştır. Yıllık iş kazası insidans hızının 21 9.5/1 00TZÇ, bulaşlı kaza insidansının 56.8/1 00TZÇ, işgünü kayıplı insidans hızının 3.9/TZÇ ve ağırlık hızının 0.3/100 saat olduğu, iş kazaları açısından en riskli birimin yoğun bakımlar olduğu, sözleşmeli personelin daha fazla iş kazası geçirdiği saptanmıştır. Hemşireler iş kazalarım başhemşirelere değil, iş kazası bildirim kutularına bildirmeyi tercih etmişlerdir. Bu kayıt sistemiyle geçirilen kazaların % 35.5'i bildirilmiştir. En sık bildirilmeyen iş kazası ampul kesikleridir. Bildirilmeme nedenleri içinde en önemlileri sorunun yalnız başına halledilebilecek düzeyde kabul edilmesi ve bildirim için yeterli zaman bulunamamasıdır. Bildirim yapan ve yapmayan hemşireler arasında istatistiki olarak anlamlı tek fark işsizlik süresi olarak saptanmıştır. Sonuç Bu iş kazası kayıt sisteminin bildirim hızı bu konuda gelişmiş sistemleri olan ülkelerle karşılaştırılabilir düzeyde saptanmıştır. Sistemin hastanede yaygınlaştırılması hemşirelerin çalışma koşullarının düzeltilmesine katkıda bulunacaktır. VIII SUMMARY In Turkey the extent of the status of occupational health and safety problems among health care workers is unknown and underestimated as a result of the lack of proper regulatory legislation and therefore lack of practice in this area. Nurses' occupational accidents need to be monitored with the appropriate surveillance systems, as they are the most common victims of these injuries determined in the literature. This monitoring is compulsory not just for the necessity of legal compensation rights but also for preventing the reoccurence of similar accidents and provoking better working conditions. Objectives: In this study; to establish a system at five departments including different working styles for nurses after developing a proposal for the surveillance of occupational accidents within national and international standards, to determine the frequency, distribution and types of the accidents in the light of the data gathered through this proposed system and to evaluate the system via discussing the reporting rates in the hospital of Ege University has been aimed. Methods In this study, more than one research method has been used. After reviewing the literature and the national and international legislation about the issue, the occupational accident surveillance system draft has been designed according to the steps described in the Injury Surveillance Guidelines published by CDC and WHO. The last version of the system has been completed at the end of the analyses of the dept interviews performed with 12 stakeholders of the issue who are in majority administrators at different levels. A descriptive study with a response rate of 96,67%(232 nurse) has been carried out at the Internal Medicine, General Surgery, Anestesia and Reanimation, Psychiatry, and Emergency Medicine Departments to describe the working conditions of nurses. A training introducing the system has been performed to all of the nurses included in this study. The notification forms have been collected from the notification boxes and nurses managers every Wednesday for six months and the monthly reports were distributed to stakeholders. A cross sectional analytic study has been performed for evaluating the performance of the system. Results As the result of the depth interviews, the necessity of training of the hospital administrators and nurses about occupational accidents, the ignorance about occupational accident rates at the hospital and the habitory behavior of solving problems themselves for occupational injuries were understood. It was emphasized that the system to be reproduced should not bring IXabout additional workload and the possible reluctance of the nurses with different social security has directed the researcher towards adding notification boxes for collecting the forms. It was determined that 40.1% of the nurses were working with limited contracts and their working conditions were worse. The aims of the system has been reached within six months. The annual occupational accident incident rate was 21 9.5/1 00FTE, blood and body fluids exposure incident rate was 56.8/1 00FTE, and the incident rate of accidents resulted in work lost days was 3.9/FTE. The intensive care units were the commonest place for injury to occur. The nurses chose to notify the injuries not to their managers but to the notification boxes. With this system 35.5 % of the accidents has been reported. The most unreported accident type has been ampul cuts. The most important reasons for underreporting has been the consideration of the event as unimportant and not having enough time for notification due to excessive workload. The only difference between nurses who reported and who did not report was unemployed years before the current employment. Conclusion The reporting rate of this system has been found to be comparable with the results of the well developed systems presented in the literature. Introducing the system to all departments of the hospital will contribute to improve the occupational health and safety issues. X
Collections