Anorektal cerrahi gerektiren hastalarda uygulanan planlı bakımın ameliyat sonrası anksiyete düzeyine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
BOLÜM VI 6.1. ÖZET Araştırma, anorektal cerrahi gerektiren (hemoroid, anal fissür, anorektal abse ve fîstüller, pilonidal sinüs) hastalara uygulanan planlı bakımın hastaların anksiyetesine (durumluk ve sürekli kaygı düzeyi) olan etkisini değerlendirmek amacıyla tanımlayıcı, kesitsel bir araştırma olarak planlanmıştır. Araştırma Aralık 2004 ve Ağustos 2005 tarihleri arasında, Karşıyaka Devlet Hastanesi Cerrahi servisinde anorektal kanal ameliyatı olan hastalara uygulanmıştır. Araştırma kapsamına, deney grubu 30 hasta, kontrol grubu 30 hasta olmak üzere toplam 60 hasta alınmıştır. Araştırmada hastaların sosyodemografîk, sağlık ve hastalık durumlarına ilişkin veriler veri toplama aracı ile toplanmıştır. Deney grubuna uygulanan planlı bakım, bakım basamakları olarak sınıflandırılmıştır. Durumluk sürekli anksiyete (kaygı) düzeyine ilişkin bulgular Spielberger'in Durumluk Sürekli Kaygı Envanteri ile ölçülmüştür. Hastaları bilgilendirmek amacıyla hazırlana Hasta Bilgilendirme Rehberi isimli kitapçık her iki gruptaki hastalara verilmiştir. Veriler SPSS (Statistical Package of Social Sciences) for Windows 10.0 istatistik paket programında değerlendirilmiştir. Araştırma kapsamına alman hastaların yaş gruplarına göre dağılımına bakıldığında; hastaların en çok 25-34 yaş grubu olmak üzere %36.7'si deney grubu, %40'ı kontrol grubundadır. Hastaların cinsiyetlerine göre dağılımına bakıldığında çoğunluğu erkektir, %56.7'si deney grubu %66.7'si kontrol grubundadır. Araştırma kapsamındaki hastaların hastalık türlerine göre dağılımına bakıldığında; hastaların büyük kısmının, %30'u deney grubunda %56.7'si kontrol66 grubunda olmak üzere pilonidal sinüs teşhisi ile ameliyat edildiği görülmektedir. Araştırma kapsamındaki hastaların eğitim durumlarına bakıldığında; %83.3'ü deney grubunda %63.3'ü kontrol grubunda olmak üzere hastaların büyük çoğunluğu ilköğretim mezunudur, bu durumun araştırmanın yapıldığı hastaneye başvuran hastaların özelliğinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Hastaların hepsi spinal anestezi ile ameliyat edilmiştir. Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası durumluk ve sürekli anksiyetelerine göre yaş grupları, eğitim durumları, mesleki durumları, sağlık güvenceleri, hastalık türleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05). Deney grubu hastalarının yapılan t testine göre ameliyat öncesi ve sonrası sürekli anksiyetelerine göre cinsiyetler arasında fark saptanmıştır (p<0.05). Kontrol grubu hastalarının yapılan t testine göre sadece ameliyat öncesi sürekli anksiyetelerine göre cinsiyetler arasında fark saptanmıştır (p<0.05). Deney grubundaki hastaların ameliyat öncesi ve sonrası durumluk ve sürekli anksiyeteleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır ( p>0.05). Kontrol grubundaki hastaların ameliyat öncesi ve sonrası durumluk ve sürekli anksiyeteleri arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05). İki grup arasında ameliyat öncesi durumluk anksiyete ortalamaları, ameliyat sonrası durumluk anksiyete ortalamaları, ameliyat öncesi sürekli anksiyete ortalamaları, ameliyat sonrası sürekli anksiyete ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05). 67 6.2. ABSTRACT This research which has been planned as a descriptive and crosssectional study aimed to evaluate the affect of a planned care applied to patients who required anorectal surgery (hemorrhoid, anal fissure, anorectal abscess and fistulae, pilonidal sinus) on their anxiety. Research was carried out on patients who underwent anorectal canal surgery at the Surgery Service of Karşıyaka State Hospital between the dates of December 2004 and August 2005. A total of 60 patients (30 patients in experiment group and 30 patients in control group) were included in the scope of research. In the research, data related to patients' sociodemographics and healt status were collected by means of a data collecting tool. The planned care provided for experiment group was categorized as care steps. The data related to the level of situational continuous anxiety were measured through Spielberger's Situational Continuous Anxiety Inventory. In order to inform patients a Patient Information Guide was handed to the patients in both groups. Data were evaluated in a SPSS (Statistical Package of Social Science) for Windows 10.0. When the dispersion of patients included in the scope of research was evaluated for the age groups it was seen that 36.7% of patients in experiment group and 40 % of patients in control group were within 25-34 age group. When the dispersion of patients was evaluated for the gender, the vest majority of them were males, 56.7 % in experiment group and 66.7 % in control group. Whwn the dispersion of patients included in the scope of research was considered for the types of diseases, it was observed that the vest majority of patients (30 % in experiment group and 56.7 in control group) had been operated with diagnose of68 pilonidal sinus. When their levels of education were examined the vest majority of them (83.3 % in experiment group and 63.3 % in control group) were elementary school graduates follewed by high school and equivalent school graduates. All of patients were operated with spinal anesthesia. According to patients'pre and post-surgery situational and continuous anxiety, a significant difference was not found among age groups, occupational status, social security and types of diseases (p>0.05). According to the t test performed for experiment group of patients a difference between genders emerged in regards top re and post-surgery continuous anxiety. Pre- operation continuous anxiety and post- surgery continuous anxiety was significant (p<0.05). According to the t test performed for control group of patients there was a difference between genders only for pre- surgery continuous anxiety (p<0.05). In experiment group of patients the difference found between pre and post surgery situational- continuous anxiety levels was not statistically significant (p>0.05). In control group of patients the difference found between pre and post surgery situational- continuous anxiety levels was not statistically significant (p>0.05). Between two groups, any statistically significant difference was not found between the averages of pre- surgery situational anxiety, the averages of post- surgery situational anxiety, the averages of pre- surgery continuous anxiety and the averages of post- surgery continuous anxiety (p>0.05).
Collections