Menenjitlerde ve menenjit dışı febril hastalıklarda uygunsuz antidiüretik hormon salınımı

Abstract

ÖZET Bu çalışmada ortalama yaşları 57.9±35.6 ay olan (1-144 ay), 24 pürülan menenjitli, 17 aseptik menenjitli, 15 tüberküloz menenjitli, 31 'i kız ve 25 'i erkek toplam 56 hastada; 3 gün boyunca UADHS'nın indirekt tam kriterleri olan serum sodyumu, serum osmolalitesi, idrar sodyumu ve idrar osmolalitesi ile idrar ADH konsantrasyonu tayin edildi. Ayrıca pnömoni ve menenjit dışı febril nedenlerle hastaneye yatırılan 22 çocuk ve kontrol grubu olarak alınan 20 sağlam çocukta idrar ADH konsantrasyonları tayin edildi. Her hasta grubu idrar ADH konsantrasyonu bakımından diğer gruplarla karşılaştırıldığında en yüksek değerler sırasıyla; TBM, pürülan menenjit, aseptik menenjit ve febril grupta saptandı. 3 gün boyunca toplam 56 hastada UADHS'nın indirekt tanı kriterlerinden idrar osmolalitesi ile idrar ADH düzeyi arasında lineer ilişki saptandı. Aynca ilk 2 gün toplam 56 hastada idrar ADH konsantrasyonu ile idrar Na+ konsantrasyonu arasındaki ilişkide istatistiksel olarak önemli bulundu (p< 0.001). Ancak diğer indirekt kriterlerle idrar ADH konsantrasyonu arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı (p>0.05). Hastaların başvuru semptomları ile idrar ADH düzeyi arasında anlamlı bir ilişki yokken (p>0.05), BBT'de HS, ödem ve tüberkülom ile idrar ADH düzeyi arasındaki ilişki önemli bulundu (p< 0.001). Bu çalışmanın sonuçları, pürülan ve aseptik menenjitle 1. ve 2. gün, TBM 'de ise 3 gün süresince UADHS tablosunun gelişebileceğini ve idrarda ADH tayininin, uygulaması zor, zaman alan ve pahalı bir yöntem olduğundan, aralanndaki lineer ilişki nedeniyle UADHS takibinde idrar osmolalitesinin bakılmasının önemini göstermektedir. 64