Dişeti çekilmesi sonucu açığa çıkmış kök yüzeylerinin örtülmesinde `bağ dokusu grefti` ile `kollagen sünger taşıyıcılığında trombositten zengin plazma`nın karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
98 Bağ dokusu grefti uygulanan hastaların %58,3'ünde TZP uygulanan hastaların ise %41,6'sında tam kök yüzeyi örtülmesi elde edilebilmiştir. Uygulanan teknikler defekt örtülmesi ve tam kök yüzeyi örtülmesi açısından birbirlerine göre istatistiksel olarak farklılık göstermemektedir. Bağ dokusu greni uygulanan grupta yapışık dişeti genişliğinde 6. ayda 1,79 mm artış elde edilmiştir. Bu artış istatistiksel açıdan anlamlı bulunmuştur. TZP uygulanan grupta ise 6. ayda sadece 0,65 mm yapışık dişeti genişliği artışı sağlanmış, bu değer istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır. Yapışık dişeti genişliğini arttırmada bağ dokusu grefti kollagen sünger taşıyıcılığında uygulanan trombositten zengin plazmaya kıyasla daha başardı bulunmuştur. Çalışmada değerlendirilen her iki kök yüzeyi örtme tekniği de benzer düzeyde başardı bulunmuştur. Bu sonuçlara göre koUagen süngerlerin taşıyıcılığında trombositten zengin plazmanın, kök yüzeylerinin örtülmesi planlanan hastaların tedavisinde basan üe kullandabdeceği, buna ek olarak yapışık dişeti genişliğinin arttırılması da hedefleniyorsa bağ dokusu grefti uygulamasının daha uygun olacağı kanısındayız. 98ÖZET Dişeti çekilmesi sonucu açığa çıkmış kök yüzeylerinin örtülmesinde bağ dokusu grefüeri günümüzde altin standart olarak kabul edilmektedir. Ancak, iki operasyon sahasının olması, ve greft boyutlarının verici bölgedeki dokuyla sınırlı olması gibi sorunlar nedeniyle, YDR işlemleri ve mine matris proteinleri gibi hazır greft materyallerinin kullanıldığı yeni tedavi yöntemlerinin denenmesi gündeme gelmiştir. Bu düşünceden yola çıkarak çalışmamızda kollagen süngere emdirilen TZP'nin ve bağ dokusu greftinin kök yüzeylerini örtmede ki başarısını karşılaştırmak amaçlanmıştır. Kişinin kendi kanından elde edilen Trombositten Zengin Plazma (TZP) otolog bir büyüme faktörü kaynağı olup kemik ve periodontal rejenerasyonu arttırdığını gösteren çalışmalar vardır. Araştırma her iki grupta 12 olmak üzere toplam 24 hasta üstünde gerçekleştirilmiştir. Başlangıçta yapılan ölçümlerle 6 ay boyunca elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır. Plak indeksi ve gingival indekste zaman içinde her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı farklılık izlenmemiştir. Grupların kendi içinde ve gruplar arasında başlangıca göre sondalanan cep derinliklerinde anlamlı farklılık bulunmamıştır. Her iki grupta da defekt derinliğinde başlangıca göre anlamlı fark elde edilmiştir. Gruplar arasında anlamlı fark belirlenmemiştir. 100 Bağ dokusu grefti ile elde edilen örtülme daha önce yapılan çalışmalarla benzer düzeyde başarılı bulunmuştur. TZP kullanıldığında operasyon sonrası iyileşmenin sorunsuz olduğu ve kök yüzeyi örtülen bölgedeki sonuçların estetik soruna yol açmadığı görülmüştür. TZP ile elde edilen kök örtülmesi bağ dokusu greftine göre daha az olsa da elde edilen sonuçlar YDR temelli ve mine matris türevi kullanan çalışmaların sonuçlarına benzerdir. Bu çalışmanın sonucunda çapraz enfeksiyon ve antijenite riski taşımayan, elde edilmesi kolay, ucuz ve istenen boyutta hazırlanabilen TZP'nin dişeti çekilmelerinin tedavisinde kullanılabileceği belirlenmiştir. Henüz çok yeni olan bu teknikle yapılacak çalışmaların sayısının artması, aynı zamanda elde edilen iyileşmenin şeklini ve daha uzun dönem verileri değerlendiren çalışmaların gerçekleştirilmesi, teknikle ilgili daha ayrıntılı sonuçların elde edilmesini sağlayacaktır.ABSTRACT Connective tissue grafts are recently accepted as the golden standard for coverage of gingival recessions. However, new procedures utilizing ready- made grafts like GTR and Emdogain are tried to overcome problems like performing a second surgical site, and graft size being limited to the available donor area. With this idea in mind, the purpose of the present study was, to compare the efficacy of connective tissue grafts and collagen sponges soaked with platelet rich plasma (PRP) in root coverage procedures. PRP obtained from patients own blood is an autologous source of several growth factors. There are studies demonstrating that platelet rich plasma (PRP) improves bone and periodontal regeneration. The study was conducted with 12 patients in each treatment group with a total number of 24 patients. The baseline clinical parameters were compared to the results obtained during the 6 month study period. The difference between the different time intervals of gingival index and plaque index for both groups was not statistically significant When compared to baseline, statistically significant change was not observed for probing depths within and between groups. Both groups had significant defect depth reduction compared to the baseline, but no statistically significant difference could be observed between the groups.
Collections