Obsesif kompulsif bozukluğu olan olguların biyopsikososyal özellikleri

Abstract

ÖZET Bu çalışmaya, 1980-1995 yılları arasında ÇÜTF Psikiyatri kliniğinde obsesif kompulsif bozukluk tanısıyla yatarak sağaltım gören 81 hasta alınmıştır. Hastalar geriye yönelik dosya taramasıyla sosyodemografik özellikleri, öz-soygeçmişleri ve hastalıkla ilgili belirti ve bulguları açısından değerlendirilmiş; obsesif kompulsif belirtiler sınıflanırken Yale-Brown Obsesif Kompulsif Bozukluk Ölçeği kullanılmıştır. Sonuçta, yatarak izlenen hastalarda kadın/erkek oranlarının ayaktan izlenen hastalarda bildirilen oranlara göre daha yüksek olmasının, kadınların sağaltım için daha ağır belirtilerle başvurmalarına bağlı olabileceği düşünülmüştür. Çalışmaya alınan hastaların çoğunlukla (%28.4) ailenin ilk ya da tek çocuğu olduğu bulunmuştur. Obsesif kompulsif bozukluk tanısı alan olguların ailelerinde de ruhsal hastalıkların yaygın (%56.8) olarak görüldüğü belirlenmiştir. Hastaların % 69. 7 'sinde belirtiler ortaya çıkmadan önce önemli bir stres etkeni belirlenmiştir. Bu olay sıklıkla evlilikle ilgili sorunlardır. Hastalık çoğu hastada (%63) kronik (süreğen) gitmekte, ara alevlenmeler ara ara görece düzelme dönemleri olmaktadır. Obsesyon ve kompulsiyonların içerikleri araştırıldığında, kadınlarda kirlenme ve bulaşmayla ilgili obsesyonlarla temizleme kompulsiyonlarına erkeklerden anlamlı olarak daha sık rastlandığı görülmüş, bu bulgunun toplumsal cinsiyet rolleriyle açıklanabileceği düşünülmüştür.