Solid doku kanserlerinde kemik metastaz sıklığı ve kemik sintigrafisinin yeri

Abstract

Temmuz 1990-arahk 1995 tarihleri arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalında radyoterapi uygulanan meme, serviks, nazofarenks ve akciğer kanser olguları, kemik metastazı açısından retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışma grubumuzdaki meme, serviks, nazofarenks ve akciğer kanser olguları sırasıyla, median 32, 30, 26 ve 9 ay takip edildi. Takip süresi içerisinde meme, serviks, nazofarenks ve akciğer kanserinde sırasıyla %14.3, %5, %9.7, ve %5.6 sıklıkta kemik metastazı meydana geldi. T2, T3, T4, aksiller lenf nodu 4'ün üzerinde pozitif olan, grade II ve evre II-III meme kanser olgularında kemik metastaz sıklığı istatistiksel olarak artmış bulundu. Kemik metastazı meydana gelen serviks (bir olgu hariç), nazofarenks, akciğer kanser olguların tümü ileri evre grubundaydı. Tedavi sonrası izlem süresince kemik metastazı oluşması muhtemel bütün meme, serviks, nazofarenks ve akciğer kanser olgularına tüm vücut kemik sintigrafisi çekilmesinin erken tanı ve tedavi açısından yararlı olacağı kanaatindeyiz. Anahtar sözcükler: Meme kanseri, Serviks kanseri, Nazofarenks kanseri, Akciğer kanseri, Kemik metastazı. IV

Breast, cervix, nasopharynx and lung cancer cases who have been given radiotherapy have been analyzed retrospectively for bone metastasis between July 1990 and December 1995 at the Department of Radiation Oncology, Faculty of Medicine, Çukurova University. Breast, cervix, nasopharynx and lung cancer cases in our study group have been followed by median 32, 30, 26 and 9 months respectively. During the follow up, bone metastases developed in breast, cervix, nasopharynx and lung cancer at an incidence of 14.3%, 5%, 9.7%, 5.6% respectively. The incidence of bone metastasis was found to be increased statistically in breast cancer cases which were T2, T3, T3, T4, stage II-III, grade II and in those breast cancer cases which had more than 4 positive axillary lymph nodes. All of the cases of cervix (except 1 case), nasopharynx and lung cancer with bone metastasis were in advanced stage. We believe that it will be useful in early diagnosis and managment to apply a whole body bone scintigraphy during the follow up of breast, cervix, nasopharyx and lung cancer cases which are prone to bone metastasis according to the criteriae that we have concluded. Key words: Breast cancer, Cervix cancer, Nasopharynx cancer, Lung cancer, Bone metastases. V