Hemodiyalize giren kronik böbrek hastalarında psikopatoloji
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Kronik böbrek yetmezliği yaşamı tehdit eden, önemli ölçüde iş gücü kaybına ve çeşitli komplikasyonlara yol açan, hemen her yaş grubunu en çok da genç erişkinleri etkileyen bir hastalıktır. Çalışmamızda hemodiyalize giren kronik böbrek yetmezlikli hastalarda görülen anksiyete, depresyon ve diğer psikopatolojileri değerlendirmeye amaçladık. Bu nedenle hemodiyalize girmekte olan hastalarla, hemodiyalize girmeyen tedavisi diyaliz dışı yöntemlerle sürdürülen (ilaç, diyet v.b.) kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda belirlenen psikopatolojileri karşılaştırdık. Çalışma grubu olarak 1998 yılı içinde Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi iç hastalıkları Anabilim dalı Nefroloji polikliniğine başvuran kronik böbrek hastalığı tanısı konmuş ve düzenli hemodiyalize giren 15-65 yaşları arasındaki 40 hasta alındı. Kontrol grubu olarak, Adana Numune Hastanesi iç Hastalıkları Nefroloji polikliniğinde henüz diyalize girmemiş olan ve konservatif olarak tedavileri sürdürülen kronik böbrek hastalarından, yaş ve cinsiyet olarak çalışma grubu ile uyumlu 40 hasta alınarak; tüm hastalara Beck depresyon Ölçeği, durumluk ve sürekli anksiyete ölçeği, SCL-90-R ruhsal belirti tarama listesi, Toronto aleksitimi ölçeği, ve sosyodemografik veri formu verildi. Diyaliz hastalarına testler diyaliz sırasında ya da hemen sonra uygulandı. Konservatif tedavi grubu ile diyalize girenler arasında kullanılan ölçeklerin ortalama puanları yönünden istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık yoktu. Diyalize giren hastaların %82.5'inde- konservatif tedavi gören hastaların %85'inde hastalığa bağlı davranış değişiklikleri gözlendi. Araştırma da elde edilen önemli bir bulgu diyalize başlanmasından itibaren geçen toplam sürenin uzamasına paralel olarak hastalardaki davranış değişikliklerinin artmasıydı. Diyalize başlanmasından itibaren geçen süre 0-3 ay olan hastaların %62.5'ünde davranış değişikliği gözlenmişken, 12 aydan daha uzun süredir diyalize giren hastaların %95.2 sinde davranış değişikliği gözlenmiştir. Diyaliz grubunda davranış değişikliği bildiren hastalar, hemen hemen tüm ölçeklerde davranış değişikliği bildirmeyenlere oranla daha yüksek puan almışlardır. Bu nedenle, davranış değişikliği gözlenen ya da bildiren hastaların psikopatoloji yönünden daha ayrıntılı değerlendirilmesi ve yakından izlenmesinin gerektiğini düşünüyoruz. VISonuç olarak; çalışmamız kronik böbrek yetmezliği olan hastalardan konservatif tedavi görenlerle hemodiyalize girenler arasında anksiyete, depresyon, aleksitimi ve diğer ruhsal belirtiler yönünden önemli bir farklılık olmadığını ortaya koymuştur. Anahtar Sözcükler: Diyaliz, kronik böbrek yetmezliği, psikopatoloji, depresyon, anksiyete eS& yOKSEKÖĞÎÎETÎBî KURUlfiJ MidÖMANTASYON MEKKEZt V vıı ? ABSTRACT PSYCHOPATHOLOGY IN CHRONIC RENAL FAILURE PATIENTS TREATED WITH HEMODIALYSIS Chronic renal failure is a devastating disease that affects almost every age group mostly early adulthood, threatens survival, causes loss of enormous amount of work power and time and leads to several complications. In our study, we propose to assess anxiety, depression and other psychopathologies commonly observed in patients with chronic renal failure whom were treated primarily through dialysis. For this reason, we compared psychopathologies determined in patients who were treated with dialysis, with chronic renal failure patients treated with treatment modalities (like drug, diets) other than dialysis. Study group included 40 dialysands between 1 5-65 years of age who were treated at Çukurova University Medical Faculty Nephrology Department. As a control group, 40 patients with chronic renal failure who were treated conservatively and did not require dialysis at the time of study were randomly selected. All members of control group were treated at Adana Numune Hospital Nephrology Department. Both groups did not differ from each other in age and sex distribution. Beck Depresyon Inventory, State and Trait anxiety scale, symptom check list, Toronto alexithymia scale, and sociodemographic data form were administered to all subjects. All scales were applied to dialysands during hemodialysis or just after the end of it. There were no statistically significant differences between conservative and dialysis group in mean scores of scales used. We observed behavioral changes in %82.5 (n=33) of dialysis patients and %85(n=34) of patients treated with conservative therapy. An important result we obtained from this study was that the increase in behavioral changes observed in patients were in harmony with the increase in the length of time passed from the beginning of entering dialysis. 62.5% of dialysis patients who have entered dialysis for a period of 0 to 3 months showed behavioral changes, whereas the percentage of patients with a dialysis period of more than 12 months who show behavioral changes were 95.2%. That is why, we believed that patients who reported or were observed to have significant behavioral changes should be evaluated carefully in terms of psychopathology. Detailed mental examination is warranted. VI IIAs a result; we could not find any significant differences between conservative group and dialysis group in terms of anxiety, depression, alexithymia and other mental symptoms in our study. Key Words: Dialysis, chronic renal failure, psychopathology, depression, anxiety XC YÜKSEKÖ?RETİM KUKULfc DOKÜMANTASYON MEB&EZJ IX
Collections