Koroner arter cerrahisinde remifentanil ve propofol anestezisinin hemodinami, plazma kortizol ve glukoz düzeylerine etkisi

Abstract

ÖZET Cerrahi travma sırasında sempatik stimülasyon ile salıverilen endojen kateko lam inler, hipertansiyon, miyokard konlraktilite arlısı ve laşikardiye neden olurlar. Bu etkiler özellikle koroner arter hastalarında miyokardın oksijen sunumu ve gereksinimi arasındaki dengeyi bozar. Koroner arter cerrahisinde anestezi uygulamasının öncelikli amacı miyo karda oksijen sunumunu azaltan hipotansiyona neden olmaksızın sempatik stimulasyonu azaltmak veya önlemek olmalıdır. Çalışmamızda koroner arter cerrahisi uygulanan olgularda minimal etkin hipnotik dozda propofol infüzyonunun remifentanilin değişik dozları ile kombinasyonunun stres yanıtlara etkisi karşılaştırıldı. Sol ventrikül fonksiyonları iyi olan 20 hasta iki gruba (I ve II), kötü olan 20 hasta iki gruba (III ve IV) ayrıldı. Hastalar 0.1 mg/kg im morfin ile premedike edildi. Anestezi indüksiyonu olguların tümünde 0.5 mg/kg propofol ve 1 mcg/kg remifentanil; anestezi idamesi ise 1 mg/kg/st propofol ile birlikte, I ve III. grupta 0.25 mcg/kg/dk, II ve IV. grupta 0.5 mcg/kg/dk remifentanil infüzyonu ile sağlandı. Hemodinamik veriler değerlendirildiğinde, anestezi indüksiyonundan sonra bütün gruplarda kalp hızı ve kan basıncında azalma olduğu gözlendi. Cerrahi strese, düşük doz remifentanil uygulanan olgularda daha fazla hemodinamik yanıt gelişti. Sol ventrikül fonksiyon bozukluğu olan olgularda iki grupta da ağnlı uyaranlara yeterince taşikardi ve hipertansif yanıt oluşturulamadığı,yüksek doz grubunda bu etkinin daha belirgin olduğu gözlendi. Bu durumun, stres sırasında sol kalbin sistemik vasküler rezistanstaki artışa karşın yeterli kardiyak output oluşturamamasına bağlı olduğu düşünüldü. Uyguladığımız total intravenöz anestezi tekniğinin dört grupta da ekstrakorporeal dolaşım sırasında ve sonrasında kan glukoz düzeyindeki artışı önlemede yetersiz kaldığı, ancak bir miktar azalttıkları saptandı. Buna karşılık bu dönemlerde plazma kortizol düzeylerinin kontrol değerlerinin hafif üstünde artış gösterdiği saptandı. Plazma kortizol düzeylerindeki bu artışın kortizolün normal plazma değerleri içinde kaldığı gözlendi. Çalışmamızda cerrahiye bağlı hemodinamik ve endokrin yanıtların kullandığımız total intravenöz anestezi solüsyonundaki remifentanil dozu arttırıldıkça baskılandığı ancak tamamen önlenemediği kanısına varıldı. IV

THE EFFECTS OF REMIFENTANIL BASED PROPOFOL ANESTHESIA ON HEMODYNAMICS, PLASMA CORTISOL AND BLOOD GLUCOSE LEVELS IN CORONARY ARTERY SURGERY PATIENTS. ABSTRACT The endogenous catecholamines released by sympathetic stimulation during surgical trauma cause hypertension, increase in myocardial contractility and tachycardia. These effects damage the balance between the demand and supply of oxygen of myocard, especially in coronary artery patients. Therefore, the primary aim of anaesthesia management of coronary artery surgery patient should be to decrease or prevent the sympathetic stimulation without causing hypotension, which reduces the oxygen supply to the myocard. In our study, the effects of propofol infusion, applied in minimal effective hypnotic dosage, with the combination of two different doses of remifentanil on the stress response were compared in coronary artery surgery. Twenty patients with good left ventricle functions were divided into two groups (1 and 11), and 20 patients with poor left ventricle functions were divided into two groups (III and IV). Patients were premedicated with 0. 1 mg/kg morphine. Anaesthesia was induced with 0.5 mg/kg propofol and 1 mcg/kg remifentanil in all of the patients; and was maintained with lmg/kg/h propofol with 0.25 meg /kg/min in groups I and III; and with 0.5 meg /kg/min remifentanil infusion in groups II and IV. After anaesthesia induction heart rate and blood pressure decreased in all groups. Increased hemodynamic response was observed against surgical stress in low dose remifentanil groups. In groups III and IV with left ventricular dysfunction it was observed that insufficient tachycardia and hypertensive response were generated against painful stimuli; however, it was also observed that this effect was more specific in high-dose group. It was thought that this situation was due to the fact that left heart could not create enough cardiac output against to the increase in the systemic vascular resistance. The total intravenous anesthesia was observed to be insufficient in preventing the increase in the blood glucose level during and after extracorporeal circulation; however it was noted that it slightly reduced this. Despite this fact, it was observed that the plasma Cortisol levels showed a little increase over control values during these periods. In our study, it was concluded that the hemodynamic and endocrine responses due to coronary artery surgery, couldn't be totally prevented with total intravenous anaesthesia, but were suppressed more efficiently in high dosage remifentanil group. V