Üniversitelerdeki örgüt yapısının akademisyen davranışları üzerindeki etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın amacı; üniversitelerdeki örgütsel yapının akademisyenler tarafından nasıl algıladığını belirlemek ve algılanan örgütsel yapıyla akademisyen davranışları arasındaki ilişkiyi tespit etmektir. Araştırma, ilişkisel tarama modelindedir. Çalışmanın evrenini, yükseköğretim kurulu verilerine göre (2015-Aralık itibariyle) Türkiye'de 185 üniversite, örneklemini ise kuruluş yılı, statü (Devlet veya Vakıf) gibi kriterler dikkate alınarak kota örnekleme yöntemi ile seçilen toplamda 37 üniversitede oluşturmaktadır. Bu üniversitelerde görev yapan toplam 1242 akademisyenden elde edilen veriler üzerinde çalışılmıştır.Bu çalışmada, 12 farklı değişkeni ölçmek için farklı ölçekler kullanılmıştır. Çalışma verilerini analiz etmek ve alternatif modelleri sınayabilmek için ise, AMOS ve SPSS programları birlikte kullanılmıştır. Bu kapsamda elde edilen verilere, güvenilirlik, doğrulayıcı faktör analizleri ve gerekli istatistiksel testler (t-testi, Anova, Korelasyon, Regresyon ve Yapısal Eşitlik Modeli) uygulanarak sonuçlara ulaşılmıştır. Araştırma kapsamında toplanan verilerde normal dağılımın gözlenmesi durumunda değişkenler açısından ikili gruplar arasında anlamlı farklılık olup olmadığını tespit etmek için, Bağımsız Gruplar t‐ Testi tekniği kullanılmıştır. Normal dağılımın olmadığı hallerde ise parametrik olmayan testlerden Mann‐Whitney U testi kullanılmıştır. İkiden fazla gruplar için anlamlı farklılık olup olmadığını tespit etmek için ise ANOVA testi, yani tek yönlü varyans analizi, belirlenen farklılıkların hangi gruplardan kaynaklı olduğunu belirlemek için Scheffe Testi kullanılmıştır. Yine bu noktada da dağılımın normal olmadığı durumlarda Kruskal‐Wallis Testi, farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu tespit etmek için ise gruplar arasında ayrı ayrı Mann‐Whitney U testi kullanılmıştır. Ayrıca yapılan testler sonucunda anlamlı farklılığın olması halinde etki büyüklüğünü belirlemek için eta-kare (η2) ve Cohen d değerleri hesaplanmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkilerin belirlenmesinde ise korelasyon analizi kullanılmıştır. Sonuç değişkeni olarak belirlenen bireysel performans ve işten ayrılma niyetinin üzerinde diğer değişkenlerin yordayıcılıklarını belirlemek amacıyla regresyon analizi ve yol analizi yapılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, cinsiyet, medeni hal, görev yapılan birim gibi bazı kişisel değişkenler açısından, araştırma kapsamında ele alınan değişkenlerde anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Yapılan korelasyon ve regresyon analizi sonuçlarına göre; genel olarak akademik personelin kolaylaştırıcı yapıya ilişkin algısı arttıkça, kolektif yeterlik, birey-örgüt uyumu, örgütsel bağlılık ve işe duyulan ilgi gibi olumlu duygu, tutum ve davranışlara ilişkin algıları da artmaktadır. Buna karşın, engelleyici yapı arttıkça stres, sinizm, sessizlik ve tükenmişlik gibi olumsuz duygu, tutum ve davranışlara ilişkin algıları da artmaktadır. Ancak, engelleyici örgüt yapısının olumsuz değişkenler (stres ve tükenmişlik gibi) ile pozitif yönlü ilişkisinin, kolaylaştırıcı örgüt yapısının negatif yönlü ilişkisinden daha güçlü olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara dayalı olarak, akademisyenlerin olumlu duygu, tutum ve davranışlarının artırılabilmesi için örgüt yapısının kolaylaştırıcı olmasının gerekli olduğu ama yeterli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. The purpose of this study is to define how organizational structure in universities is perceived by academicians and identify the relation between the perceived organizational structure and academicians' behaviours. The research has been made based on relational screening model. The population of the research consists of 185 universities within the borders of Turkey according to the data of Higher Education Board (as of December 2015) while the research sample is composed of totally 37 universities selected through the quota sampling method, considering the criteria such as establishment year and statute (state or foundation university). The data obtained from totally 1,242 academicians working in these universities has been studied. Different scales have been used in order to evaluate 12 different variables in this study. AMOS and SPSS programs have been applied together with the purpose of analysing the study data and testing the alternative models. In this scope, the results have been obtained by applying the reliability, confirmatory factor analyses and necessary statistical analyses (t-test, Anova, correlation, regression and structural equation modelling).When a normal distribution has been observed in the data collected under this research, independent groups t-test has been used in order to determine whether there is a significant difference between two groups in terms of variables. For the cases in which normal distribution hasn't been seen, Mann-Whitney U test, one of the nonparametric tests, has been applied. While ANOVA test, namely one-way variance analysis, has been used for several groups to define whether there is a significant difference, Scheffe test has been applied to identify which groups cause the differences that have been defined. Likewise, Kruskal-Wallis Test has been used for the cases with the absence of normal distribution, while Mann-Whitney U test has been applied separately between the groups with the purpose of determining between which groups the difference exists. Moreover, when a significant difference has been detected by the tests carried out, eta-squared (η2) and Cohen d values have been calculated in order to define the influence quantity. Correlation analysis has been applied for determining the relations between the variables. Regression and path analysis has been performed with the aim of identifying the regression of other variables over individual performance and intention to quit, the outcome variables. Based on the findings of this research, it has been discovered that significant differences are available in the variables addressed in the scope of research, in terms of the certain personal variables such as gender, marital status and working department etc. The results of correlation and regression analyses show that the more the academicians' perceptions of the enabling structure are enhanced, the more their perceptions of positive emotions, attitudes and behaviours such as collective efficacy, person-organization fit, organizational commitment and job involvement improve. Nonetheless, the stronger the inhibiting structure becomes, the more their perceptions of adverse emotions, attitudes and behaviours such as stress, cynicism, silence and burnout increase. However, it has been determined that the positive relation between the inhibiting organizational structure and negative variables (e.g. stress and burnout) is stronger than the negative relation of enabling organizational structure. Based on these results, it is understood that the organizational structure should be enabling in order to enhance academicians' positive emotions, attitudes and behaviours, but it will not be sufficient.
Collections