The idea of the ineffable in Samuel Beckett
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Samuel Beckett'in eserleri, kendisinin `sözsüzlüğün edebiyatı` olarak adlandırdığı, yeni bir edebiyat formu için, sürekli bir arayış ve denemeler içerir. Beckett ile birlikte, kurmaca ve hikâye anlatımının klasik formu olan giriş, gelişme ve sonuç tamamen göz ardı edilmiştir. Beckett ayrıca, kökleri Aristoteles'e dayanan oyun yazımının kurallarını kökten değiştirmiştir. Onun bu alışılagelmedik edebi girişimi, hikâye anlatımının sadece belirli bir mesajı iletmekten ya da hatıralardan bahsetmekten ibaret olmadığını ortaya çıkardı. Aksine, hikâye anlatımı, ısrarcı bir şekilde, sürekli bir arayış içerisinde olan insanlığın temel yapısını araştırmalıdır. Beckett'e göre bir yazar bilmenin yetersizliğini n yanı sıra ifade etmenin de imkânsızlığını dile getirmelidir. Bu yüzden Becket'in estetik anlayışı kelimelerin arkasındaki gücü reddederek ve sürekli hiçlikten bahsederek hiçsizliğe ulaşan bir yenilgi durumuna evrilmiştir. Ona göre, `sözsüzlüğün edebiyatı`nın bir diğer amacı da gürültü ile sessizliği ortaya çıkarmaktır. Bu tez ile birlikte, Beckett'in içerdikleri sese rağmen kelimelerle sessizliği nasıl yorumladığını, temsil yeteneği olmayan bir edebiyata nasıl ulaştığını, ifade edilemez olanın sınırlarını zorlayarak dilin gereklilikleri olan gramer, biçem ve anlatıyı nasıl bozduğunu inceleyeceğiz. Samuel Beckett's work involves a constant search and experiment for a new form of literature, which he refers to as `the literature of the unword.` With Beckett, the classical forms of fictional narrative, that is telling a story which contains an introduction, middle, and conclusion, is utterly disregarded. He also radically alters the rules of playwriting dating back to the times of Aristotle. His unconventional literary form revealed that storytelling is not just about delivering messages or bringing memories alive, but rather persistently exploring the fundamental human quest for meaning. For Beckett, the literary artist should address the inability to know as well as the inability to express. Thus, his aesthetic stance turned to a state of failure, which says incessantly nothing to get to the nothingness by refusing the power of meaning behind the words. To Beckett, the other aim of `the literature of the unword` is to reveal silence through noise. This thesis examines how he apprehends silence with words even though words by default carry voice and meaning. In addition, this thesis analyses how Beckett finds a way toward a `nonrepresentative literature` and how he liberates it from the conventional requirements of language by dissolving grammar, style, and storytelling in a very radical way by `-eff'ing the ineffable.`
Collections