Periimplantitis modelinde farklı implantlara uygulanan removal tork kuvvetinin alveolar kemik ve implant yüzeyine etkisinin sonlu eleman analizi ile incelenmesi

Abstract

Günümüzde, dişsiz bölgelerin protetik tedavilerinde dental implantların kullanımının yaygınlaşması peri-implant hastalıklar ile karşılaşılma olasılığını da arttırmıştır. Dental implantların çevresindeki periimplantitis, süpürasyon ve kanama ile ilişkili destek kemiğin hızlı kaybı ile sonuçlanan, sert ve yumuşak dokuları etkileyen inflamatuar bir süreçtir. Periimplantitis neticesinde meydana gelen peri-implant kemik defektleri de şekil ve boyutuna göre çeşitlilik göstermektedir. Başarısız olan bir implantın çıkartılmasına yönelik uygulanan tekniklerin sınırlamaları ve komplikasyonları mevcuttur. İmplantın çıkartılmasında anatomik koşullar, implant tasarımı, kemik kalitesi ve implant çevresinde kalan kemik miktarı gibi klinik faktörlere dayanarak bir çok teknik uygulanmış ve ters (removal) tork uygulamasının minimal invaziv, zamandan kazandıran ve maliyeti olmayan bir teknik olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada, 3 boyutlu sonlu elemanlar stres analizi yöntemi kullanılarak maksiller ve mandibular posterior bölgede D2 ve D3 özellikli kemiğe 4 farklı tasarıma sahip implant yerleştirilmiştir. Her implantın çevresinde 3 farklı periimplantitis defekt şekli ve defekt bulunmayan kontrol grubu oluşturularak toplam 32 model elde edilmiştir. Bu modeller üzerindeki implantlara 10 Ncm ters tork kuvveti uygulanmıştır ve implant çevresindeki kortikal ve kansellöz kemikte oluşan maksimum principle, minimum principle ve von Mises stres dağılımlarının incelenmesi ve karşılaştırılması sonrasında farklı implant tasarımları, farklı defekt tipleri için farklı ters tork kuvvetinin gerekip gerekmediğinin ortaya konması amaçlanmıştır. Farklı modellerde yaptığımız analizler sonucunda; kemik defektinin varlığı ve çeşidi, implant tasarımı ve kemik tipi faktörlerinin hepsinin gerekli olan ters tork kuvvetini etkilediğini düşünmekteyiz. İmplant ile kemik kontağının fazla olduğu modellerde ters tork kuvvetinin de buna bağlı olarak arttığını gözlemledik. İmplant geometri farklılıkları da ters tork kuvvetini etkilediğinden implant çeşidinin implant stabilitesini etkilediğini düşünmekteyiz. İmplantları çıkartırken karşılaşılabilecek komplikasyonları engelleyebilmek için doğru teknikleri ve uygun kuvvetleri uygulamak gerekmektedir. Çalışmamızda elde ettiğimiz veriler analitik olarak bazı noktaları aydınlatmış olsa da tüm koşulların değerlendirilmesinde ileri klinik çalışmalara gereksinim olduğu ve desteklenmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Nowadays, widely use of dental implants in the prosthetic treatment of toothless areas has increased the encountered possibility of peri-implant diseases. The periimplantitis around the dental implants is an inflammatory process affecting the soft and hard tissues, resulting in rapid loss of supporting bone associated with bleeding and suppuration. Peri-implant bone defects occurring as a result of periimplantitis also vary according to their configuration and size. There are limitations and complications of applied techniques to remove a failed implant. Based on clinical factors such as anatomical conditions, implant design, bone quality, and the amount of bone remaining around the implant, many techniques have been reported for the removal of the implant that reverse (removal) torque is a minimally invasive, time-saving and cost-effective technique. In this study, 4 different design implants were placed in the maxillary and mandibular posterior region to the D2 and D3 bone using 3D finite element stress analysis method. A total of 32 models were obtained by creating around of each implant 3 different periimplantitis defects and control group which is none defect around implant. 10 Ncm removal torque force was applied to the implants on these models and the aim of this study, after the examination and comparison of the maximum principle, minimum principle and von Mises stress distributions of the cortical and cancellous bone around the implant, different implant designs, different removal torque for different types of defects should be revealed. As a result of our analysis on different models; the presence and variety of bone defects, implant design and bone type factors all affect the necessary removal torque force. In the models which the implant and bone contact is more than the other models, we observed that the removal torque force increased accordingly. Since implant geometry differences also affect removal torque force, we think that implant type affects implant stability. In order to prevent complications that may arise when removing implants, it is necessary to apply the proper techniques and appropriate forces. Although the data we obtained in our study have analytically clarified some points, we believe that further clinical studies are needed and supported in the evaluation of all conditions.