İbni Haldun`un ahlak hakkında görüşleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Bu çalışmada îbni Haldun'un ahlak hakkındaki görüşlerini ortaya koymaya ve onun ahlaki görüşlerinin islam'da ortaya çıkmış ahlak geleneklerinden hangisine bağlı olduğunu belirlemeye çalıştık. Îbni Haldun'un, ahlak hakkında doğrudan geliştirtiği görüşleri olmadığı için onun düşünce dünyasının bütünlüğü içinde ahlaki sayılabilecek görüşlerini saptamaya çalıştık. îbni Haldun'un düşünce dünyasının bütünlüğü içinde ahlaka ait görüşlerini belirlememize yardım edecek unsurları saptamaya çalıştığımızda, onun ahlaki görüşlerinin iki farklı boyuta sahip olduğunu gördük: Bir taraftan o, yeni olduğunu ve kendisinin kurduğunu öne sürdüğü ümran bilimi araştırmaları sonucuda, diğer toplumsal gerçeklikler hakkında olduğu gibi, ahlak hakkında da bilimsel açıklamalar yapmıştır. Diğer taraftan ise Tasavvuf hakkındaki görüşleri ile dinsel bir ahlak anlayışı geliştirmiştir. Çalışmamız boyunca esas olarak bu ikiliği göz önüne alıp, önce îbni Haldun'u anlamaya daha sonra da bu iki boyutluluğu yorumlamaya çalıştık. XIV. yüzyılın îslam dünyasında yaşamış olan îbni Haldun, yaşadığı çağın ve kültürün entellektüel sorunlarıyla karşı karşıya kalmak durumundaydı. Bu dönemin temel sorunu olan din ve felsefe ya da daha spesifik olarak din ve devlet veya siyaset arasındaki ilişkiler sorunu îbni Haldun'u da meşgul etmiş ve bu konuda o da görüşler geliştirmeye çalışmıştır. îbni Haldun'a göre dinselve dünyevi hakikatler, felsefe ve din (veya olgu ve değer) birbirinden farklı gerçekliklere sahiptir îbni Haldun'a göre felsefenin konusu bu dünyanın, duyusal dünyanın teorik bilgisini oluşturmaktır. Din ise insanın nihai mutluluğu elde etmesini olanaklı kılan kuralları içeren pratik bir gerçekliktir. Bu yüzden îbni Haldun, ahlakı felsefenin (veya ümran biliminin) konusu kılarken, ona ilişkin herhangi bir değer yargısı içermeyen teorik bilgiler üretmiştir. Burada ahlak, diğer toplumsal gerçeklikler gibi ele alınmış, insan ahlakını etkileyen biyolojik, psikolojik, sosyolojik faktörler ortaya konmaya çalışılmıştır. Diğer yandan îbni Haldun, ahlakla olması gereken düzeyinde de ilgilenmiş, ideal bir ahlaki yaşamı gerçekleştirmenin, buna bağlı olarak en yüce mutluluğu 182elde etmenin dinin sınırları içinde olanaklı olduğunu öne sürmüştür. Ibni Haldun'a göre din tamamen pratik bir gerçeklik olduğu için, ilk ortaya çıktığı biçimiyle, dini tamamen pratik bir gerçeklik olarak gören Tasavvufun ahlaki ilkeleri, ideal bir ahlak oluşturmayı sağlayan ilkelerdir. İbni Haldun'un bilgi teorisi, bilim anlayışı, bilim sınıflaması, onun felsefe ve din, olgu ve değer hakkında yaptığı ayrımdan kaynaklanmaktadır. O, bilimleri teorik ve pratik ayrımına tabi tutmamıştır. Çünkü pratik olan doğası gereği bilimin ve, teorik incelemenin konusu içine giremez. İbni Haldun teorik bilim, pratik bilim ayrımı yerine akli bilim, nakli bilim ayrımı yapar.İbni Haldun pratik alanı, nakli bilimler alanına sokmaktadır. Bu açıdan İbni Haldun'un ahlak hakkındaki bu ikili yaklaşımının onun genel olarak düşünce sisteminin doğal bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz.
Collections