Das Amerikabild bei Franz Kafka und Joseph Roth
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
120 ÖZET Yaptığımız `Das Amerikabild` konulu çalışma dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Kafka ve RotHun eserlerinin literatürde hangi açıdan ele alındığını gösterdikten sonra birinci bölümde ünlü yazar Franz Kafka 'yi ele aldık, öncelikle Kafka' nın hayatını daha sonra ise onu edebiyatta büyük bir usta olarak yansıtan eserleri üzerinde durduk. Kafka kendi köklü sorunlarını, bunlar baba-oğul çatışması, toplumsal çarpıklıklar, kişisel davranış bozuklukları, suçlama unsurunu ele alarak sadece içini dökmek için ve hayatın gerçeklerini anlayabilene yansıtmak için yalın ve sade bir dilde açıklamıştır. Yaptığı eleştiriler genellikle kendini rahatsız eden konulardır. Kafkanın hayatındaki çarpık düzen, çocukluğundan beri süregelmektedir. Aileden aldığı eğitim, okuldan aldığı disiplinli hayat onun böyle bir inişli çıkışlı hayat sürdürmesine neden olmuştur. Kafka'daki baba korkusu artık hastalık haline gelmiştir ve Kafka artık bu sorunu her eserinde yansıtmıştır. `Der Prozess`, `Das Schloss`, `Der Brief an deri Vater`, `Amerika`, bu sorunu ve bunun yanı sıra toplumsal sorunları ve savunma yapılmadan suçuz yere cezalandırılmayı ele almıştır. Kafka yahudi asllı bir Çektir. Kendisinin her ne kadar bir ülkesi olmasına rağmen Kafka gizli bir vatan özlemi çekmektedir. Bunu da en güzel şekilde `Amerika` adlı eserinde ele almıştır. Araştırmamızın ikinci bölümünde ise Kafkanın daki `Amerika` eserindeki Amerika imajını ele alarak inceledik. O gizli olan vatan özlemi bu eserde yer almaktadır. Bu121 unsurun yanı sıra Amerikanın sanayileşme ve modernleşme sürecini yaşaması ve bu olayın insanlar üzerinde yaptığı ters ve olumsuz etkileri dile getirmiştir. Suç unsuru hemen her bölümde göze çarpmaktadır. Baba-oğul sorunu ilk bölümde (`Der Heizer`) ele alınmıştır. Burada Kafkahın, Kari Rossmannı kendi yerine koyması ve ailesinin onu suçsuz yere terk etmesi ve ` Heizer` (ateşleyici) kişiliğinde kendinin şimdiye kadar özlem duyduğu babasını görmektedir. Eserdeki her bölüm sürekli Kafkahın o bitmez tükenmez pesimist görüşüyle bezenmiştir.Ama son bölümde (`Das Naturtheater in Oklahoma`) ise beklenmedik bir konu ortaya çıkmaktadır. Kafka o pesimist görüşünü bir kenara bırakıp biraz da olsa içinde gizlediği optimist görüşü göstermektedir. Dünyayı kendi açısından kötülüklerden arınmış, kimsenin itilip harcanmadığı bir düzenin hakim olduğu yansıtmıştır. Burada Kafka'nm belki hayallerindeki ve içdünyasında yaşattığı `kende dünyasını` görmekteyiz. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise Avusturyalı yazar Joseph Roth'un hayatın hakkında bilgi verdik ; daha sonra yazarın eserlerine değindik. Roth kendi özel hayatındaki sorunları eserlerine yansıtmış, toplumdaki çarpıklıklara ışık tutmuştur. Roth'un en çok vatanına özlem duyması da işlediği temalardan biridir. Bu unsur, yazarın hemen hemen her eserinde ana konudur. `Juden auf Wanderschaft`, `Hiob`, `Hotel Savoy`, `Radetzkymarsch` gibi büyük eserlerinde bu anakonuyu belirgin bir şekilde yansıtmıştır. Joseph Roth'un yahudi olması tabii ki buna bir nedendir, amma;122 Roth 'un hayatının büyük bir bölümünü sürgünde geçirmesi bu konuya ağırlık vermesine daha büyük bir olasılıkla yol açmıştır. Dördüncü bölümde ise Joseph Roth' un duyduğu bu vatan hasreti `Hiob` eserindeki Amerika imajı ile ele alarak incelendi. Burada vatan özleminin yanı sıra, o zaman gelişmeleri geriden takip eden bir Doğu Avrupa ülkesinden hayat şartlarını ve yaşantılarını düzeltmek için sanayileşmiş bir ülke olan Amerika'ya göçeden bir yahudi ailesini ele almaktadır. Roth'un bu eserinde, toplum sorunları, musevi dininin anlamı, yahudilerin hayatı, ve büyük şehirlerdeki çekişmeli yaşantı ele alınmış ve RotHun özel sorunlarının mecazi bir şekilde burada işlenmiştir. Roth tüm eserlerinde masalımsı bir üslup kullanmıştır. Bu çalışmanın son üç bölümünde ise bu iki yazarın ( Franz Kafka, Joseph Roth) yukarıda tek tek ele almış olduğumuz eserlerinin (`Amerika`, `Hiob`) bir karşılaştırmasını ve bu esnada birbiriyle olan benzerlik ve zıtlıkları ortaya koyduk. Eserlerinde ortaya koydukları düşünce ve duydukları özlemler aynı çizgi üzerinde gitmektedir. Ayrı dünyalarda yaşamalarına rağmen, yine de sanki bir bütünmüş gibi eserlerindeki benzerlik ortadadır. Roth'un eserinin `Der jüdische Roman` ve Kafka nın eserini `Der amerikanische Roman` olarak adlandırılmasına rağmen içerik, düşünce, hayal edilen toplum ve dünya görüşü birbirine çok yakındır. Her ikisi de kendi özel sorunları ve biraz hayal gücü ile muhteşem birer eser ortaya koymuşlardır. Bu eserler halen günümüzün sorunlarını da yansıtmaktadır.
Collections