John Stuart Mill ve Herbert Spencer`da özgürlük bağlamında adalet kıyaslaması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Özgürlük bağlamında adalet kavramı, daima felsefe ve ahlâk alanının en temel konularından biri olmuştur. İnsanlığın düşünce tarihi boyunca, sosyal, politik ve etik çıkarımlar da dahil olmak üzere, kavramın tanımı ve önemine dair pekçok tartışma ve inceleme gerçekleştirilmesine rağmen, global dünyanın hem politikacıları hem de liderleri için hâlâ elzem bir konudur; nitekim daha fazla araştırmayı gerektirmektedir. Pek çok politik yazar ve filozof tarafından da vurgulandığı gibi, adalet kavramının, ideal anlamda, mutlak bir tanımının yapılması son derece güçtür. Dahası, zamanımızın en yüksek adalet iddiasındaki liberal sisteminin adalet anlayışı, faydacı etikçiler tarafından savunulan adalet anlayışının ötesine geçememiştir. Dolayısıyla, bu tezde, iki önemli İngiliz filozofu, John Stuart Mill (1806-1873) ve Herbert Spencer (1820-1903) tarafından kurulan ve tartışılan, özgürlük ve hürriyet bağlamında adalet fikri incelenmeye çalışılmıştır. Mill'in adalet anlayışı, gözlemlenen hayatın düzenine dair emprik ve pratiğe yönelik teoriler içermektedir. Spencer'ın adalet anlayışı ise daha çok, soyut ve teoriktir; mutlak irade tarafından kurulmuş mevcut düzeni bozmamaya yönelik bir yaklaşım sergilemektedir. Her iki filozof için de genelin faydasına ve mutluluğuna bağlı adalet sistemi, bireyin yeteneklerinin özgürce evrilmesi ve geliştirilmesine bağlıdır. Bu açıdan gerçekleştirdiğimiz kıyas çalışması, bu iki filozofun kendi sistemleri içinde çok yönlü, enteresan benzerlik ve farklılıkları paylaştıklarını göstermektedir. The concept of justice, along with that of liberty, has always been one of the most central subjects of philosophy and ethics. Although throughout the history of human thought, numerous studies and debates have been carried out over its meaning and significance, as well as its various social, political and ethical implications, it still remains to be a crucial issue for politicians and leaders of the globe and hence awaits further research. As pointed out by many political writers and philosophers, it is very difficult to provide an adequate definition for the term justice in ideal sense. Moreover, the liberal system of our time, which claims to hold the best form of justice, could not go even beyond the type of justice that is advocated by the utilitarian ethicists. In this thesis, therefore, we have attempted to examine the notion of justice within the context of liberty and freedom as conceived and discussed by two prominent British philosophers, John Stuart Mill (1806-1873) and Herbert Spencer (1820-1903).Our research overall reveals that Mill's understanding of justice is practical and emprical, involving matters that are related to the orderliness of this life. Spencer's conception of justice, on the other hand, is rather abstract and theoretical, exhibiting an approach towards maintaining the already existing order that is established by the Absolute Will. For both philosophers, the system of justice that is expected to ensure the benefit and happiness of the majority of people depends on individuals' evolvement and development of their faculties and abilities, liberally. The comparative examination of these two philosophers from this perspective shows that they share several interesting similarities and differences in their respective systems.
Collections