Mezhep mensubiyetinin Kur`ân`ı anlamaya ve yorumlamaya etkisi; Eş`ariyye ve Mu`tezile örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın konusu akılcı söylemin en güçlü kalemlerinden ve son dönem müfessirlerinden olan Kâdî Abdülcebbâr ve Ehl-i Sünnet düşüncesinin iki büyük temsilcisi olan Eş'arîyye mezhebine mensup Fahreddin Râzî özelinde mezhebî aidiyetin Kur'an'ı anlama ve yorumlama faaliyetine ne denli etkisi olduğunu mukayeseli olarak ortaya koymaktır.Müfessir Kâdî Abdülcebbâr itikâdî konulara ilişkin âyetleri anlama ve yorumlama faaliyetinde bulunurken mezhebî disiplinden hiç taviz vermeden sahip olduğu görüşlerini tefsirine yansıtmış ve tefsir anlayışının oluşmasında mezhebî görüşleri etkili olmuştur. O, olması gerekenin aksine tefsirlerini müntesibi olduğu aklî söylemin ilkelerini ispat etmede bir araç olarak kullanmıştır. Râzî, ise tefsirinde mezhebinin ilkelerini savunmakla birlikte Kâdî' ye nispetle daha objektif bir tutum sergilemiş yeri geldiğinde kendi mezhebinin görüşlerini eleştirmekten çekinmemiştir.Çalışma, Razî ve Kâdî Abdülcebbâr ekseninde kendi toplumunun ve yaşadığı coğrafyanın çocuğu olan müfessirin mezhebi aidiyetinin olumsuz bir olgu olmadığı, tam aksine Kur'an'ı anlama ve yorumlama faaliyetinde bir zenginlik ve farklı bir bakış olarak kabul edilebileceği tespitinde bulunurken, bu aidiyetin tefsirde amaç haline gelmesi ve taassup noktasına ulaşması durumunda da nasıl olumsuz sonuçlar doğurabileceğini ortaya koymuştur. This work aims to demonstrate that to what extent sectarian belongingness has influence on the understanding and interpretation of Quran comparing Qadi 'Abd Al-Jabbar and Fakhruddin al-Razi in particular, the former of whom is one of the most powerful authors of the rationalist discourse and a mufasser of the last period of mutazilah, and the latter is a member of Ashariye, a major school of thought representing Ahl as-Sunnah.When mufasser Qadi 'Abd al-Jabbar understands and interprets Quranic verses related to religious creeds, he staunchly reflects his thoughts based on his sect in his exegesis, in other words the thoughts of his sect plays a major role in the formation of his exegesis. He inconsistently uses his exegesis as an instrument for establishing the principles of the rationalist discourse that he belongs to. While al-Razi also defends the principles of his sect, he takes a more objective attitude, compared to Qadi, and does not eschew criticizing its views where necessary.This work, on one hand, indicates that a mufesser's sectarian belongingness, who is child of his environment, does not always mean an unfavourable situation, as in the example of Razi and Qadi, on the contrary it can be thought of as a richness and a different point of view regarding understanding and interpretation of Quran; but on the other hand it implies that if this belongingness becomes a purpose and bigotry, it will sometimes lead to dire consequences.
Collections