Beyânî tefsir metodu: Fâdıl Sâlih es - Sâmerrâî örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Çağdaş İslam dünyasındaki tefsir hareketi, daha geniş ufuklu, daha derin yansımaları olan, çağdaş düşünceye daha uygun ve tefsir mirasına daha çok katkısı olan bir yönelişe tanık olmuştur. O da belâğat, fesâhat, ses ve ifade güzelliği yönünden Kur'ân'ın beyânî i'câzını ortaya koyan beyânî tefsir yönelişidir. Kur'ân'ın ifade üslubuna dair incelikleri açıklayan tefsirdir. Beyânî tefsir, genel tefsirden bir cüz olup sanatsal açıdan takdîm-te'hîr, hazif-zikir, teşâbüh-ihtilaf ve bir lafzı diğerine tercih etme gibi ifade üslubuyla ilgili incelikleri ortaya çıkaran bir tefsir çeşididir. Beyânî tefsiri, kuralları belirlenmiş genel bir metot olarak ortaya koyan Emin el-Hûlî ve O'nun zevcesi ve metodunun takipçisi `Bintu'ş-Şâti'` müstear ismiyle meşhur Âişe Abdurrahman olmuştur. Beyânî tefsir düşünce, ilim ve metot şeklinde üç aşamadan geçmiştir. Peygamber, Sahabe ve Tabiûn'un bu alandaki katkıları düşünce aşamasını; tedvîn döneminde Ebu Ubeyde, Ferrâ ve Câhız'ın tefsir alanındaki çalışmaları ilim aşamasını; 20. yüzyılda Emîn el-Hûlî'nin ve Âişe Abdurrahman Bintü'ş-Şâti'in çalışmaları da metot aşamasını oluşturmuştur. Emin el-Hûlî ve Bintü'ş-Şâti'den sonra beyânî tefsir metodunun çağımızdaki en önemli temsilcisi Fâdıl Sâlih es-Sâmerrâî'dir. Sâmerrâî, beyân kavramının, beyânî araştırmalarda kullanılan yaygın anlamına bağlı kalmamış ve beyânı en geniş anlamlarıyla ele almıştır. Kendinden öncekilerin ortaya koydukları ilkelere, Kur'ânî anlatımın sırlarını ve hikmetlerini açıklamayı eklemiş; Beyânî tefsir yapacak kişinin ihtiyaç duyacağı hususları da ortaya koymuştur. Sâmerrâî, beyânî tefsir konularına takdîm ve te'hîr, hazif ve zikir, teşâbüh ve ihtilâf gibi yeni konular eklemiş; Kur'ânî anlatımın anlaşılmasına yardımcı olan unsurların tümünü Kur'ânî beyânın kapsamında değerlendirmiştir. The exegesis (tafsîr) movement in the modern Islamic world has witnessed an orientation with more broad scope, deeper reflections and which is more suitable for contemporary thinking and has more contribution to the tafsîr heritage. This is the elucidative (bayânî) tafsîr orientation which set forth the elucidative inimitability (i'jaz) of the Quran from the standpoint of rhetoric, fluency, sound and beauty of expression. The elucidative exegesis is a part of the general tafsîr and it is a kind of tafsîr revealing intricacies about the expression style such as advance-retard, ruling out-mentioning, simulation-controversion and preference of one word to another. Amin al-Khuli and his wife – his method follower – Aisha Abd al-Rahman who published under the pen name `Bint al-Shati` put forward the elucidative (bayânî) tafsîr as a general method with specified rules. The elucidative exegesis has gone through three phases as thought, knowledge and method. The contribution of the Prophet, companions and followers (Tabi'un) in that field form the thought phase; the works of Abu Ubaydah, al-Farrâ and al-Jahiz in the codification (tadween) period in the field of exegesis form the knowledge phase; and the works of Amin al-Khuli and Aisha Abd al-Rahman Bint al-Shati in the 20th century form the method phase. Fadel Saleh Al-Samerai is the most important contemporary representative of the elucidative exegesis method after Amin al-Khuli and Bint al-Shati. Al-Samerai did not abide by the general meaning of the elucidation (bayân) concept used in the elucidative research and embraced the beyân with its broadest meanings. He has added explaining the narration secrets and wisdom of the Quran to the principles put forward by his predecessors; and set forth the matters for the ones who would work on the elucidative exegesis. Al-Samerai has made contributions to the elucidative exegesis with subjects such as advance and retard, ruling out and mentioning, simulation and controversion; and evaluated all the matters that help to understand the Quranic narration within the scope of Quranic elucidation.
Collections