Mimari-sanat ilişkisi açısından Anafartalar Çarşısı duvar resimleri ve seramikleri analizi çerçevesinde bir uygulama çalışması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Mimari yapılarda genel olarak fonksiyonellik, teknik ön planda görünmektedir. Tekniğin insana yabancı olması, insanları yapılara yabancılaştırmaktadır. Teknik çevrenin insancıllaştınlması ile bu sorun çözümlenebilmektedir. Estetik ve fonksiyonun birbiri ile iç içe olduğu ürünlerin çok daha insancıl, işlevsel olduğu bir gerçektir. Mimari yapı, bir eser olmasının yanında, resim ve heykel sanatının da içerisinde yer almasına ve mimariyle belki de bütünleşmesine olanak sağlayan bir ortam oluşturmaktadır. Bu çalışmada, mimarlık ve plastik sanatlar ilişkisi, duvar resimlerinin mimarideki yeri ve duvar resimlerinin teknikleri konusu irdelenerek, bu konu çerçevesinde örnek bina olarak seçilen Ankara Ulus'daki Anafartalar Çarşısı içerisinde bulunan duvar resmi ve seramikleri anlatılarak, bir uygulama çalışması yapılmıştır. Anafartalar Çarşısını daha popüler bir mekan haline getirmek ve alışveriş yapmakta olan insanlara plastik sanatlar sevgisi aşılamak için, mekan içerisindeki duvar boşluklarını duvar resimleri ve seramik pano çalışmalarıyla renklendirme düşüncesi, bugün modern dünyanın ve tüketimin kurbanı olmuş durumdadır. Bu çalışmalar, değerli sanat eserleri olmalarına karşın, popüler kültüre yenik düşmenin yanlızlığını yaşamaktadır. Her şeye rağmen bu durum çalışmaların plastik değerlerinden bir şey kaybettirmemektedir. ABSTRACT Functionality and technical decisions have high priority in architectural buildings. Alienation of the technique to humans alienates humans to the buildings and this problem can only be solved by the humanization of the technical environment. The products where the aesthetics and the functional concerns juxtapose are more humanistic and effective. Architectural buildings, aside being artistic products, provide a multi-disciplinary environment for the other branches of fine arts such as painting and sculpture enabling them to unite and be parts of the architectural products. This study aims to discuss the relation between architecture and fine arts and the place of the mural paintings in architecture as well as their techniques. While doing so, the wall tiles and the mural paintings inside Anafartalar Çarşısı in Ulus, Ankara will be analysed as a case study and an exemplifying application project will be suggested. The idea of decorating the walls with ceramic tiles and mural paintings in order to provide a better environment and to improve the awareness of fine arts is unfortunately surrendered to the modern consuming society of today. Although these products inside Anafartalar Çarşısı are very precious pieces of art, they are left into loneliness defeated by the popular culture. Nevertheless, despite this abandonment their high artistic quality never decreases. VI
Collections