Deleuzian lines of flight in the English novel
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez Gilles Deleuze'un?hem monolog eserlerinde hem Felix Guattari ile ortak çalışmalarında?geliştirdiği düşünceyi dört farklı açıdan ele almaktadır. İlk olarak, bilinçaltı üretim aşısından. Pozitif, göçebesel, makinesel, gerçek, üretken, ancak kişisellik özelliği olmayan bir bilinçaltı tanımlaması Batıda bir ilk olmuştur. Ayrıca Deleuze bilinçaltının ödipal, reaktif, düşsel ve sembolik olarak yorumlanmasına ve arzunun psikanalizde eksiklik olarak tanımlanmasına eleştirel yaklaşmaktadır. İkinci olarak, Deleuze'un düşüncesi Spinoza ve Nietzsche'den esinlenerek yaşam ve düşünce tarzlarını bir olarak gören etik özelliği açısından ele alınmaktadır. Üçüncü olarak, Deleuze'un salt içkenliği ön plana çıkararak Batıda hala var olan dogmatik ve aşkın düşünceleri çok boyutlu eleştirmesi incelenmektedir. Deleuze'un aşkınlık tanımı sadece dünyanın ötesini değil, yaratıcılığı ve üretimi öldüren simgelemeyi, hiyerarşiler kuran ve duvarlar ören yargılamaları, gerçek düşünmenin ne olduğunu unutturan aşinalığı da içermektedir. Dördüncü olarak ta, Deleuze'un düşüncesi, edebiyatla ilişkisi bakımından ele alınmaktadır. Deleuze Edebiyatta ve özellikle İngiliz ve Amerikan edebiyatında kendi düşüncesine hem ?gerçek? müttefikler, hem de ?ampirik? bir uygulama alanı bulmaktadır. Ayrıca, bu tezde Deleuze'un ?kritik-klinik? diye isimlendirdiği özgün ve bir okuma tarzı incelenmektedir: ?psikanalizsiz veya yorumsuz bir klinik, dilbilimsiz veya imgesiz bir kritik.? Son olarak, bu okuma tarzının Thomas Hardy'nin The Return of the Native (1878) ve Tess of the d'Urbervilles (1891) romanları üzerinde uygulanması yapılmaktadır. This study Approaches Gilles Deleuze?s thought?in both his monologues and his cooperative works with Felix Guattari?from four different perspectives. Firstly form the point of view of unconscious production. His redefinition of unconscious as positive, nomadic, machinic, real, impersonal and productive is a novelty in Western thought. And he is critical of oedipal, reactive, and imaginary-symbolic interpretation of the unconscious, and psychoanalytic definition of desire as lack. Secondly, from the point of view of his ethics that brings together one?s way of living and thinking after Spinoza and Nietzsche. Thirdly, from the point of view of his multi-dimensional criticism of dogmatisms and transcendences in western thought in favour of an absolute immanence. His definition of the transcendence does not only include a world beyond, but also the categories of representation which kills creativity and production, judgements of good sense and common sense which both bring hierarchies and erect walls, categories of recognition which makes us forgot what the real activity of thinking is, and subjectivity which turns out into a dangerous black hole. Fourth and the last point of view is his relation to literature. In literature, and especially in Anglo-American literature, he both finds ?real? allies and an ?empirical? field of practice for his thought. This study also investigates a specifically Deleuzian way of reading which he calls ?critico-clinical?: ?A clinic without psychoanalysis or inter¬pretation, a criticism without linguistics or signifiance.? Finally, it attempts a critico-clinical reading of Thomas Hardy?s The Return of the Native (1878) and Tess of the d?Urbervilles (1891).
Collections