Türk edebiyatında dış göç ve Gülten Dayıoğlu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
II. Dünya Savaşından büyük bir yıkımla çıkan Avrupa Devletleri, kısa sürede sanayii alanında atılım gerçekleştirmiş ve gelişen sanayi için gerekli işgücünü, az gelişmiş ülkelerden sağlamışlardır. Türkiye de 1960'lı yıllarda yeterli istihdam sağlayamadığı insan kaynaklarını, Avrupa'ya ve özellikle Almanya'ya göndererek dış göç kanalını açmıştır.Başlarda bir yıllığına ?konuk işçi? olarak göç eden göçmenler, birikimlerini arttırabilmek amacıyla dönüş sürelerini uzatmış; bir süre sonra, eşlerini ve çocuklarını da yanlarına almışlardır. Almanya'da zamanla çoğalan Türk nüfusu, süreç içinde kimi sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yurt dışındaki göçmenler, Almanya'da barınma, ağır çalışma koşulları karşısında sömürü, dil, din, eğitim, kültür ve dışlanma sorunlarıyla karşılaşmışlardır. Yurt dışında yaşadıkları bu sorunlar, ülkelerine geri döndüklerinde Türkiye'de de karşılarına çıkmıştır. Eşlerini ve babalarını Almanya gönderen kadınlar ve çocuklar ise Türkiye'de eş ve babalarının yokluğundan kaynaklanan farklı sorunlar yaşamışlardır. Bunlar: özlem, eş ve babanın yokluğunda kaynaklanan yoksunluk, geleneklerin ve mahalli baskıların yarattığı sıkıntılar.Göçmenlerin ve göçmen ailelerinin yurt dışında ve Türkiye'de yaşadıkları sorunlar, pek çok edebi esere, sinema, tiyatro ve müziğe konu olmuş; aydınlar ve sanatçılar bu konuya fazlaca değinmişlerdir. Gülten Dayıoğlu, 1970'li yıllarda göç konusuna eğilmiş ve onu sosyal bir sorun olarak ele almıştır. Almanya'ya göç eden akrabaları ve tanıdıklarının yaşadıkları sorunları ele alarak başladığı araştırmalarını, Türkiye'de ve Almanya'da birebir göçe katılan ve göçten etkilenen bireylerle yaptığı görüşmelerle genişletmiştir.Göçmenlerin yaşadıkları sorunları farklı bakış açılarıyla ele alan yazar, sorunları üç açıdan yansıtmıştır: Göçmenlerin yurt dışında yaşadıkları sorunlar, geride kalanların yaşadıkları sorunlar ve geriye dönenlerin yaşadıkları sorunlar. Bu sorunları da çocuk ve gençlerin yaşadıkları sorunlar ve yetişkinlerin yaşadıkları sorunlar olarak incelemiştir. ?Ben Büyüyünce? ve ?Yurdumu Özledim? adlı romanlarında ve Geride Kalanlar? ve ?Geriye Dönenler? adlı öykü kitaplarında göçmenlerin yaşadıkları sorunları, akıcı ve açık bir dille ayrıntılı olarak dile getirmiştir.Göçün yarattığı sosyal sorunlar, 60'lı yıllardaki kadar olmasa da hâlâ devam etmektedir. Üçüncü ve dördüncü nesil göçmenler, yurt dışına büyük oranda uyum sorunu yaşamamakta; ancak geleneksel değerlerinden gün geçtikçe kopan Türk gençleri, Alman toplumu içinde asimile olmakta ve kendi kültürlerinden ve öz benliklerinden uzaklaşmaktadırlar. Right after the second world war, the European Countries who had experienced severe destructions during the war, undertook great achievement in the realm of industry and they secured the necessary labor power for the rapidly expanding industry mainly from the developing countries. In the mean time, Turkey, exported its human resources that couldn?t be fully employed domestically, to Europe and particularly to Germany and hence started a large scale immigration process.In the begging, immigrants were ?guest workers?; then, they extended the time for turn back period for increasing their accumulation of money; after a while, they took their spouses and children with them. In time, decreasing Turkish population in Germany caused to emerge some problems. Immigrants in abroad were face off with some problems; such as living in Germany, hard work hours, exploitation, language, religious, education, cultural differences and alienation problems; they had to fight to survive. These problems appeared again for immigrants, when they came back to Turkey. Meanwhile, wives and children were face off with other problems in Turkey; because of, absence a husband or father figure and feeling alone. These problems were: yearning, poverty and cultural and social environmental pressures originated from not having a husband or father figure.Immigrants and immigrant families? problems, which they were faced with them in Turkey and abroad, had been a main topic for lot of literary works, cinemas, theatres and music. Moreover, many of intellectuals and artists mentioned about that immigration problems. In 1970?s, Gülten Dayıoğlu focused on that immigration problem, then, handled this situation as a social problem. Afterwards, Gülten Dayıoğlu started to work with her immigrant relatives? problems. Then, expanded and developed her researches with meetings and conversations to immigrants and affected families from immigration.Writer Gülten Dayıoğlu had three different viewpoints on these immigrant problems; immigrant problems in abroad, family problems in Turkey and current immigrants problems of who were came back to Turkey. Moreover, Gülten Dayıoğlu focused on these viewpoints with, children?s, teenagers? and adults? problems. Gülten Dayıoğlu mentioned and detailed the immigrant problems with in a plain and fluent language with her ?Ben Büyünce? and ?Yurdumu Özledim? novels; and ?Geride Kalanlar? and ?Geriye Dönenler? story books.The amount of social problems which caused by immigration are not as much as in the years of 1960s, but they're still lasting. Third and fourth generation immigrants generally do not have any compliance problem to abroad; on the other hand, Turkish young people are getting far away from traditional values day by day and becoming assimilated into German society and getting far away from their own cultures and own personalities.
Collections