Bizans dünyasında ve sanatında kadının yeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bizans yazılı kayıtları, kadının şeytanın aracısı ve görüldüğü zaman kaçılması gereken bir tür olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle kadınlar her zaman sosyal yaşamda kısıtlanmalı ve kontrol altında tutulmalıdır. Bizans'ta nüfusun neredeyse yarısını oluşturan ve tamamını doğuran kadınlar, yazılı kayıtların belirttiği gibi sosyal yaşamdan dışlanmışlar mıydı? Sadece yazılı kaynakların ışığında bu soruya yanıt vermek çok zordur. Zira, yazılı kayıtlar genellikle gerçek yerine olması gerekeni sunarlar. Bu bağlamda, ideolojiden ziyade gerçeği belirlemek ve gerçeğe ulaşmak için arkeoloji ve sanat tarihinin sağladığı kanıtlara yüzümüzü çevirmemiz gerekmektedir. Bu nedenle tezimizde kadının Bizans sosyal yaşamındaki yerini ve sanata katılımlarını yazılı kayıtların yanında ve özellikle de görsel kayıtların bize sunduğu ayrıntılar ile değerlendirmek amaçlanmıştır. Bu bağlamda, Bizanslı kadınların imgesel olarak üç kategoriye ayrıldığı ve her kategorideki imgeye de farklı anlamlar yüklendiği görülmüştür. İdeolojinin belirlediğinin ötesinde sosyal yaşama katıldığını destekleyen Bizanslı halk kadını, politik güç yaratmak ve hafızalarda yer edinilmesini sağlamayı amaçlayan imparatoriçe ve klasik dünyanın (Ana) Tanrıça geleneğinin devamını sağlayan kutsal kadın imgeleri, sivil ve dini sanat eserleri üzerinden incelenmiştir. İmparatorluğun tüm tarihi boyunca imparatoriçelerin imparatorların yanında veya tek olarak imparatorluğu temsil eden görsel kayıtları, Hıristiyanlığın yayılışında dişi figür olarak Meryem'in görsel sanatta kendine Tanrı Anası, diğer kutsal kadınların da azize olarak yer bulması, ideoloji ne kadar inkar etse de Bizans İmparatorluğu'nun dişi figürlere verdiği önemi ve ihtiyacı göstermektedir. Yazılı ve görsel kayıtlar, Havva'nın kızı olarak yaftaladığı Bizans kadınlarının güçlerini kontrol altında tutmaya çalışan ataerkil yapının da pek başarılı olamadığını ve nüfusun yarısını oluşturan ve tamamını doğuran dişi figürlerin toplumun kıyısında değil tam da merkezinde bulunduklarını kanıtlamaktadır. Byzantine's written records state that woman is the mediator of devil and is a kind which should be avoided when seen. Therefore, women should always be restricted and kept under control in social life. Were women, comprising almost half of the population and breeding all of it in Byzantine, excluded from social life just as stated in written records? It is difficult to answer this question only in the light of written resources as they generally represent what is needed instead of reality. In this context, we need to consult to records provided by archeology and history of art rather than ideology in order to determine and reach the reality. Therefore, in this thesis it is aimed to evaluate the place of women in Byzantine social life and their contribution to art especially by means of details that visual resources provide us as well as the written records.Within this context, it is observed that Byzantine women are divided into three categories fictitiously and each image is attributed a different meaning. Beyond what the ideology determines, Byzantine folk woman supporting that she had joined in social life, the empress aiming to create political power and have a place in the minds, and sacred woman images providing continuance for (Mother) Goddess tradition of classic world have been examined through civil and religious artworks.Throughout the history of empire that empresses being beside the emperors in visual records or their visual records of representing the empire alone, as a female figure Mary's taking place in visual art as the Mother of God during the spread of Christianity indicate the need and importance which Byzantine Empire gave to the female figures no matter how much ideology denies it. Written and visual records prove that patriarchal structure trying to control Byzantine women's power labeled as daughters of Eve didn't succeed much, and female figures comprising half of the population and breeding all of it are just in the center of society not on the edge.
Collections