Samsun dağı fiziki coğrafya özelliklerinin etek - alüvyal jeomorfolojisi üzerine etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
`Samsun Dağı Fiziki Coğrafya Özelliklerinin Etek - Alüvyal Jeomorfolojisi Üzerine Etkisi` başlıklı bu çalışma iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Samsun Dağı'nın fiziki coğrafya özellikleri incelenmiştir. İkinci bölümde ise birikinti konileri ile ova tabanı üzerinde yapılan delgi sondaj çalışmalarından elde edilen sedimantolojik, stratigrafik ve paleontolojik veriler ile Samsun Dağı'nın etek alüvyal jeomorfoloji üzerine etkisi araştırılmıştır. Samsun Dağı, Kuşadası Körfezi ile Büyük Menderes Deltası arasında Ege Denizi'ne doğru büyük bir girinti oluşturan kütledir. Büyük bir bölümünü Menderes Masifinin örtü birimleri olarak adlandırılan Paleozoik yaştaki şist ve mermer ile Mezozoik yaştaki mermer kaplamaktadır. Neojen'e ait farklı formasyonlardan oluşan eşik ise dağı doğudan sınırlandırmaktadır. Samsun Dağı'nın temel morfolojik birimleri, alanın Miosen başlarından bugüne geçirdiği jeolojik ve jeomorfolojik evrimin sonucunda oluşmuştur. Bu morfolojik birimlerden biri olan birikinti konilerinin gelişimi Büyük Menderes Irmağı'nın getirdiği alüvyonlar, Samsun Dağı'ndan gelen kolüvyal malzemeler, Holosende meydana gelen deniz seviyesi değişmeleri, kıyı çizgisi değişmeleri ve alanda etkili olan tektonik hareketler ile ilişkilidir. Delgi sondajlardan alınan sedimanlardan 852 adet örneğin tane boyu; hidrometre ve elek analizi ile belirlenmiştir. Sedimanın tane boyu özellikleri ise değişen hidrodinamik koşulları ortaya koymuştur. Paleontolojik analizler kapsamında ise 907 örneğin makro ve mikro fosil incelemesi yapılmıştır. Denizel ortam, lagün ve bataklık ortamları, tatlı su ortamı ve karasal (Gastropodlar) ortamı temsil eden makro ve mikro fosillere rastlanılmıştır. Ostrocodlar, Foraminiferler ve Mollusklara (Gastropod ve Bivalvia) ait farklı ortamları temsil eden farklı türler bulunmuştur. Bulunan farklı türlerin sayısı, varlığı veya yokluğu, birlikte bulunduğu türler ile ilişkileri göz önüne bulundurularak ortam belirlemede birer indikatör olarak kullanılmıştır. This study entitled `Effects of Physical Geography of Samsun Mountain on Its Slope and Alluvial Geomorphological Development` consists of two main parts. In the first section, the physical geography features of Samsun Mountain are examined. In the second section, Samsun Mountain's impact on slope alluvial geomorphological effect has been analyzed by the help of sedimentologic, stratigraphic and paleontological data obtained from drilling through alluvial fans and plane bases.Samsun Mountain is a rock mass which forms a huge cove through Aegean Sea between Kusadası Bay and Büyük Menderes Delta. A great part of this mass is covered by Paleozoic aged schist - marble and Mesozoic aged marble which are called as the land cover unit of Menderes Massif. The threshold, made up of different formations of Neogene period borders the mountain from the east.Samsun Mountain's basic morphological units have been formed as a result of having geological and geomorphological evolution of the area from the beginning of Miocene until today. Being one of these morphological units, alluvial fans' development is associated with the alluvium carried by Büyük Menderes River, colluvial materials which come from Samsun Mountain, changes in the sea level occurring in Holocene coastline changes, and tectonic movements that have an impact on the area.The grain size of 852 samples, taken from drilling, is identified by hydrometer and sieve analyses. The grain size characteristics of the sediments set out variable hydrodynamical conditions. In addition, macro and micro fossils have been researched through paleontological analysis. Macro and micro fossils have been identified, which stand for marine, lagoon, brackish water, fresh water and terrestrious (gastropod) environment. Different species have been found which stand for different environments regarding ostracod, foraminifer, mollusks (gastropod and bivalvia). Concerning the identified number of species, their presence or absence, and their relation with the species they are together with, this data has been used as the indicators to spot the environment.
Collections