Deleuze`de edebiyatın politik rolü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Deleuze felsefesinde minör edebiyat, kapitalist makinenin oluşturduğu denetim toplumlarından içkin yaşama doğru kaçış çizgilerini örgütleme ve oluş süreçlerini açığa çıkarma yönünde önemli bir işleve sahiptir. Minör edebiyat, Deleuze'ün ontoloji ve etik düşünceleri ile bir bütünlük içerisinde bizleri çoklu yaşamları inşa edecek bir yersizyurtsuzlaşma sürecine sokar. Bu doğrultuda çalışmada Deleuze'ün edebiyat okumalarının politik rolünü ya da çağdaş politika felsefesindeki içerimlerini, onun ontoloji ve etiğinin temel kavramlarıyla birlikte ortaya koymaya çalıştık. Bu temel kavramlardan hareketle de geleneksel anlatım biçimlerini, dilde olan hakim ve egemen ifade tarzlarını ve temsili mutlak bir yersizyurtsuzlaşma çizgisine taşıyan edebiyatın sınır-deneyim örnekleri olarak Artaud ve Beckett'e çalışmada yer verdik. Deleuze'e göre Artaud ve Beckett'in virtüelliklerin izinde olan şizoid göçebe kahramanları, yeni olan bir halkı ve dünyayı icat etmekte ya da çağırmaktadırlar. Onların göçebe kahramanları, içerisinde oldukları varoluşsal kaygı ve bunalımların ötesinde, onları belirli yapılar içerisine sokan kimlikleri, sınırları, rasyonel düşünce kalıplarını, sağduyunun zaman ve mekan formlarını parçalayarak bedenlerini farklı varoluşlara açmışlar ya da dönüştürebilmişlerdir. Bu bağlamda eserlerinde oluş ve kaçış çizgileri çizmiş olan Artaud ve Beckett örneklerinden hareketle Deleuze'de edebiyatın 'politik olan' olarak belirdiğini söyleyebiliriz. In Deleuze's philosophy, minor literature has an important function of revealing processes of becoming and organizing lines of flight from societies of control generated by the capitalist machine to the immanent life. Minor literature immerses us in a process of deterritorialization which builds multiple lives in integrity with Deleuze's ontological and ethical views. Accordingly in this dissertation, we attempted to present the political role of Deleuze's readings of literature or its implications in contemporary political philosophy along with the fundamental concepts of his ontology and ethics. With reference to those fundamental concepts, we looked into Artaud and Beckett as examples of literature's border-experiences which carry traditional narrative styles, dominant modes of expression in language and representation to an absolute deterritorialization line. According to Deleuze, by following virtualities, Artaud's and Beckett's schizoid nomadic heroes invent or call for a new people and a new world. Beyond their existential anxieties and crisis that they're in, their nomadic heroes have transformed or have opened their bodies to different existences by shattering identities, borders, patterns of rational thought and forms of space and time of the common sense which place them in certain constructions. In this context, taking our cue from Artaud and Beckett as examples who have drawn lines of becoming and lines of flight in their works, we can claim that literature appears as 'the political' in Deleuze's thought.
Collections