Suriyeli göçmen ergenlerin dayanıklılık özelliklerinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
2011 yılının Şubat ayında başlayan Suriye'deki iç çatışmalar nedeniyle yaklaşık 6,5 milyon kişi yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalmıştır ve bu bireylerin yarısından fazlası çocuktur. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (2014) göre, göç eden Suriyeli nüfusun yaklaşık üçte biri okul çağındaki çocuklardan oluşmaktadır. Göç etmek zorunda kalan bu kişiler çoğunlukla savaşın olumsuz etkileri altında kalarak fiziksel, duygusal ve cinsel travma deneyimleri yaşayabilmektedirler. Bu travmatik yaşantılara ek olarak, sosyoekonomik dezavantajlar, yoksulluk, aile yapısında ve işlevlerinde ortaya çıkan sorunlar gibi çeşitli stres faktörlerine de maruz kalmaktadırlar. Benzer durumlarda, kişilerin bir tehdide veya ciddi bir sıkıntıya maruz kalmalarına rağmen gelişimsel süreçlerinde aksama yaşamamış olmaları dayanıklılık kavramı ile açıklanmaktadır. Bu çalışmada, Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteci ergenlerin sahip oldukları dayanıklılık özellikleri ve bunlara etki eden okul ve aileye ilişkin faktörler incelenmektedir. Çalışma örneklemini 10-19 (Ort=13.41) yaş aralığındaki 191 (73 erkek) mülteci Suriyeli ergen oluşturmaktadır. Katılımcılardan içeriğinde demografik bilgi formu, `Çocuk ve Genç Psikolojik Sağlamlık Ölçeği` `Çocuk ve Ergen Sosyal Destek Ölçeği`, `Anne-Baba Algı Ölçeği`, `Okul Sosyal İklimi Ölçeği`, `Kültürleşme Ölçeği`, `CES Depresyon Ölçeği`, `Sosyal Kaygı Ölçeği Ergen Formu` ve `Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği` bulunan bir anket doldurması istenmiştir. Sonuç olarak Türkiye'ye göç eden Suriyeli ergenlerin psikolojik dayanıklılık özellikleri üzerindeki en etkili faktörlerin çevreden algılanan sosyal destek, anne-babaya yönelik algı ve okul sosyal iklimi olduğu görülmüştür. Ayrıca tercih edilen kültürleşme stratejilerinin, depresyon, kaygı ve benlik saygısı değişkenlerinin de psikolojik dayanıklılıkla ilişkili olduğu bulunmuştur. Araştırmanın sonuçları, sunulan hipotezler ve literatürdeki bulgular çerçevesinde tartışılmış, araştırmanın sınırlılıklarından bahsedilmiş ve gelecekte yapılacak çalışmalar için öneriler sunulmuştur. Due to the internal political conflicts in Syria, which started in February 2011, approximately 6.5 million people had to leave their homes and more than half of these people are children. According to the United Nations High Commission for Refugees (2014), about one third of the migrating Syrian population consists of children in school age. Those who are forced to migrate often experience traumas such as war and death, or physical, emotional or sexual traumatic experiences. In addition to those traumatic experiences, they also suffer from various stress factors such as; socio-economic disadvantages, poverty, and negative changes in family structure and functions. Despite the fact that individuals are exposed to a threat or serious distress, the concept of resilience is explained by the fact that they have not experienced a disruption in their normal developmental process. In this study, resilience characteristics of the Syrian refugee adolescents and school and family factors affecting to resilience characteristics were examined. The sample is consisted of 191 (73 boys) Syrian refugee adolescents between the ages of 10-19 (M=13.41). Participants completed a questionnaire including demographic questions, The Child and Youth Resilience Measure, Child and Adolescent Social Support Scale, Perceptions of Parents Scale, School Social Climate Scale, Acculturation Scale, The CES Depression Scale, Social Anxiety Scale for Adolescents, Rosenberg Self-Esteem Scale. As a result, immigrated to Turkey Syrian adolescents around the perceived social support, parenting perceptions and school social climate were found to be the most influential factors on psychological resilience. Moreover, it has been found that depression, anxiety, self-esteem and acculturation strategies are related to psychological resilience. Findings of the study were discussed in relation to hypotheses and the findings in the literature, the limitations of the research are mentioned and suggestions are given for future studies.
Collections