19. yüzyılda bir uluslararası ilişkiler paradigması olarak ekstra-teritoriyalite: ABD-Japonya örneği (1854-1894)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tezin konusunu, 1850'lerin başından itibaren Pasifik'te balıkçılık ve taşımacılık faaliyetlerini geliştirmesi ile birlikte Doğu Asya'ya ilgisi artan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nin, 1852 yılında Başkan Millard Fillmore'un Kongre'de sömürge elde etme amaçlarının olmadığını vurgulamasına rağmen, Japonya'yı yarı-sömürge durumuna getirmesi oluşturmaktadır. Bu bağlamda yapılan antlaşmalarla birlikte Japonya'nın yarı-sömürge haline gelmesine neden olan Amerika'nın elde ettiği extraterritorial haklar ve bu hakların ABD tarafından nasıl uygulandığı kapsamlı bir incelemeye ve değerlendirmeye tabi tutulacaktır. 19. yüzyıla girilirken uluslararası ilişkilere hakim olan emperyalizm ve ülkelerin uygulamaya koyduğu emperyalist politikalar rekabet ve çıkar çatışmasına neden olmuştur. Kökleri eski çağlara kadar dayanan extraterritoriality ve antlaşmalarla elde edilen extraterritorial haklar ise bu rekabet ortamında devletlere yasal olarak yargı ve ekonomi alanında kendi hukukunu uygulama ve vatandaşlarını koruma garantisi sağlamıştır. Öte yandan, her ne kadar Westpahalia sonrası dönemde egemenlik kavramı sorgulanmaya devam etse de extraterritoriality beraberinde antlaşma sağlanan devletlerin egemenliğinin ihlali şeklinde yorumlanabilir. ABD özelinde ise bu yarı-sömürgeleştirme uygulamasının örneklerini Çin, Japonya, Osmanlı Devleti, Kore, İran ve Tayland (Siam), İran oluşturmaktadır. Öngörülen tez çalışması ile birlikte, 19.yüzyıl'da ABD'nin yarı-sömürgeleştirme uygulaması olarak kullandığı extraterritoriality kavramının ABD hukuku ışığında incelenmesi hedeflenmektedir. Bununla birlikte Japonya özelinde extraterritoriality kavramı ve bu kavram ışığında ABD-Japonya ilişkileri, literatürde üzerinde çok az çalışılan bir konu olma özelliği taşımaktadır. Bu bağlamda ise, birinci el arşiv kaynakları ile birlikte ele alınması hedeflenen bu konuya katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Even if President Fillmore emphasized that in congress their goal was not to have a colony, United States' growing interests to Eastern Asia with increasing fishery and transportation activities in the Pacific from the beginning of the 1850s turned Japan into a semi-colony country, and this situation constitutes the subject of this thesis. United States' extraterritorial rights that caused Japan to become a semi-colony country together with the treaties, and how these rights are applied by the United States will be subjected to a comprehensive review and evaluation within this context. Imperialism dominating international relations, and imperialist policies implemented by countries led to competition and conflict of interest by the beginning of 19th century. Extraterritoriality and extraterritorial rights obtained by treaties - with roots dating back to ancient times - provided legal judgements to states, to apply their own law in economics, and a protection guarantee to their citizens in that competitive environment, legally. On the other hand, although the concept of sovereignty in the post-Westphalia period continued to be questioned it can be interpreted as the violation of the sovereignty of the states considering with extraterritoriality. According to United States, China, Japan, the Ottoman State, Korea, Iran and Thailand (Siam) constitute the examples of these semi-colonization practices. With the proposed thesis study, the concept of extraterritoriality that used by United States as a semi-colonization practice is aimed to be investigated in the light of United States law. It can be seen in the literature, there are very few studies about extraterritoriality concept in Japan perspective that clarifies the US-Japan relations. For this reason, by using first-hand archive sources it is desired to make a contribution to this subject.
Collections