The concept of `time` and `nothingness` in Shakespeare`s Hamlet, Samuel Beckett`s Waiting for Godot and Sufism
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tezin amacı, William Shakespeare'in Hamlet, Samuel Beckett'in Godot'u Beklerken ve Mevlana Celaleddin Rumi'nin Mesnevi eserlerinde karşılaştırmalı bir yaklaşım kullanarak `zaman` ve `hiçlik` kavramlarını anlamaya çalışmaktır. Bu eserler hangi zaman diliminde yazılmış olurlarsa olsunlar, hepsi de Batı ve Doğu Edebiyatı'ndan bu iki önemli kavramı –zaman ve hiçlik- yansıtırlar. Bu çalışma, bu yazarlara ve bu kavramlara `absürd` tanımı çerçevesinden odaklanmıştır. Absürd Tiyatro, İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1950'li yıllarda belirli oyunlar için kullanılan bir türdür. Özellikle Samuel Beckett tarafından kullanılmış olup eserlerinin çoğunda Absürd Tiyatro özellikleri gözlenebilmektedir. Absürd Tiyatro özelliklerini kullanan eserler varoluşçuluk kavramı üzerinde durmuşlar ve insanın varoluşunun anlam taşımadığı ya da bir varış noktasının olmadığı zaman neler olabileceğine bakmışlardır. Böyle bir durumda bütün iletişimin bozulduğunu, yerini mantıksız konuşmalara bıraktığını ve bunun kaçılmaz sonucunun da `sessizlik` olduğunu belirtmişlerdir. 1950'lerden önce William Shakespeare, Hamlet adlı tiyatro oyununda trajik kahraman Hamlet düzeni yeniden kurma ve huzuru bulma çabası içinde olduğundan Shakespeare bu `sessizlik`ten yararlanmıştır. Hatta oyunun sonunda Hamlet'in son cümlesi `Sonrası sessizlik...`tir. Aynı şekilde Suifzm'de Sufi dervişler İlahi huzuru `sessizlik` içinde aramışlardır. Dünyaca tanınan Sufi Mevlana Celaleddin Rumi `Sessizlik Tanrı'nın dilidir. Geriye kalanı sadece sahte tercümesidir` demiştir. Absürd deneyimlerin ve konuşmaların Mesnevi, Hamlet ve Godot'u Beklerken içinde `sessizlik` ile nasıl kaplandığı bu çalışma içinde incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Absürd Tiyatro, zaman, hiçlik, Mesnevi, Hamlet, Godot'u Beklerken This thesis seeks to understand the concept of `time` and `nothingness` in William Shakespeare's Hamlet, and Samuel Beckett's Waiting for Godot by adopting a comparative approach between these plays and Mawlana Jalal Din Rumi's Masnawi. No matter in which period these works of literature were written, they all reflect two important elements of life – time and nothingness- from Eastern or Western Literature. This study focuses on these writers and these two concepts in the framework of absurdity. The Theatre of the Absurd is a kind that was used post-World War II for particular plays in the 1950s. It is especially used by Samuel Beckett and its elements can be observed in almost all of his plays. Absurdist pieces of work concentrated on the idea of existentialism and stated what happens when human existence has no meaning or destination, so, all communication breaks down and it gives way to illogical speech and its inescapable conclusion, silence. Before 1950s, this `silence` also takes place in William Shakespeare's tragic play Hamlet as the tragic hero Hamlet wants to restore the order and finds peace in life. Even his last sentence in the play is `…the rest is silence`. Likewise, in Sufism, Sufist dervishes were always looking for divine peace in `silence`. The worldwide known Mawlana Jalal Din Rumi emphasized that `Silence is the language of God. All else is poor translation`. How absurd experiences and speeches in the life of Man is covered by `silence` in Masnawi, Hamlet and Waiting for Godot is examined in this study. Key words: the Theatre of the Absurd, time, nothingness, Masnawi, Hamlet, Waiting for Godot
Collections