Captivity narratives as social and self reflectionin Cervantes, Tyler and Pamuk
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada, Doğuya esir düşen Batılıların hikâyelerini konu alan ve romanın öncüsü olarak görülen esaret anlatıları külliyatının ana temaları ortaya konularak, Miguel de Cervantes, Royall Tyler ve Orhan Pamuk'un esaret temalı eserleri incelenmektedir. Esaret anlatıları, çizdiği Doğulu, Müslüman, Türk ve 'Öteki' imgeleriyle roman türüne esin kaynağı olmuştur. Çizilen bu imgelerin ve ötekini anlatma çabasının aslında bir ayna görevi gördüğü, öteki toplumu betimlerken yazarların nasıl kendi toplumlarını, tarihlerini ve kimliklerini yansıttıkları ele alınmaktadır. Giriş bölümü, esaret anlatılarının nasıl şekillendiğini açıklamaya ayrılmıştır. İkinci bölüm, İspanyol Yazar Miguel de Cervantes Saavedra'nın eserlerinde sıkça işlenen 'Doğulu öteki' figürünün sosyal ve tarihi gelişmeler ışığında oluşumunu ele almaktadır. Yazarın Don Kişot romanının bir bölümü olan `Esir'in Hikayesi` ve The Great Sultana adlı oyunu referans noktalarını oluşturmaktadır. Üçüncü bölüm, Amerikalı yazar Royall Tyler'ın The Algerine Captive eserinde, bağımsızlığını yeni kazanan Amerika Birleşik Devletleri'nin kimlik yaratma çabası ve 'Donkişotvari' roman kahramanının kendi toplumsal konularına nasıl eleştirel bir tutum sergilediği üzerinde durmaktadır. Dördüncü bölüm, Orhan Pamuk'un Beyaz Kale isimli eserinde kimlik, tarih ve kurmaca temalarını ele alarak, esir ve sahip ilişkisinin nasıl farklılaştığını incelemektedir. İncelenen eserlerde Doğu, Batı, Kimlik, Tarih kavramlarının değişken olduğu ileri sürülmektedir. Bu eserler esir alan toplumu anlatırken bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde onu ayna olarak kullanmışlardır. Kendi toplumlarıyla ilgili yansıttıkları konular ve verdikleri uyum, kültürlerarası birlik mesajları açısından birlikte ele alınmışlardır. Being a forerunner of the novel genre, captivity narratives have been the source of recurrent images concerning the `Other`, the Orient, Muslim, and the Turk in Western literature. These narratives have helped to establish the well-known East-West binary in the social memory of the West. This thesis examines the captivity theme in the works by Miguel de Cervantes, Royall Tyler and Orhan Pamuk. The `Other` acts as a mirror in these works, as while they depict the cultural aspects of the East, they reflect their own societies, histories, and identities. The introduction chapter outlines the framework of the captivity narratives. The second chapter focuses on the formation of the `Other` motif in the works of the Spanish author Miguel de Cervantes Saavedra in the light of social and historical developments. `The Captive's Tale` in Don Quixote (1605) and the play The Grand Sultana (1615) are the main reference points. The third chapter analyzes the American author Royall Tyler's The Algerine Captive (1797). The quixotic protagonist's critical approach to his own social issues while depicting the captor-taking society reflects the author's effort to create an identity for the new nation after its independence. In the fourth chapter, the concepts of history, fiction, and identity are discussed in the Turkish author Orhan Pamuk's The White Castle (1985). In the works studied, it is suggested that concepts like East, West, identity, and history are variable. They are handled together in terms of reflecting their societies and giving a common message about the intercultural unity.
Collections