Farklı kalınlıktaki süt dişi dentin dokusuna uygulanan değişik parametrelerdeki Er:YAG lazer uygulamasının pulpa odasında oluşturacağı sıcaklık artışı etkisinin incelenmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Diş sert doku hastalıklarının tedavisinde öncelikle olarak diş çürüğüne bağlı olarak değişime uğramış dokuların ortadan kaldırılması yer almaktadır. Diş çürüğünün ortadan kaldırılmasında kullanılan yöntemler, yıllar içerisinde birçok gelişme göstermiştir. Diş hekimleri tarafından en sık kabul gören ve geleneksel hale gelmiş bir yöntem olan yüksek hızda döner alet yönteminin, kolayca ve hızlıca çürük diş dokularını ortadan kaldırmasının yanı sıra, ses, basınç, titreşim, hassasiyet ve ısı artışı gibi birçok olumsuz özelliğe sahip olmaktadır. Bu olumsuz özellikler ise çürüğün temizlenmesinde alternatif tedavi yöntemlerinin arayışına neden olmuştur. Lazer ışığı, sağlık alanında 1960'lardan günümüze kadar, tanı, tedavi ve koruyucu hekimlik bölümlerinde uygulanmakta olup, çeşitli parametrelerinin değişimi ile başarılı şekilde kullanılmaktadır. Lazer, diş hekimliği alanında ise, gerek yumuşak gerekse sert doku uygulamalarında geleneksel yöntemlere alternatif oluşturarak, başarılı şekilde uygulanmaktadır. 1997 yılında FDA (Food and Drug Administration) tarafından, diş çürüğü temizleme yöntemi olarak kullanılması için onaylanan sert doku lazerlerinden Erbiyum: Yittriyum Alüminyum Garnet (Er:YAG) lazerler, Pedodonti alanında da diş sert doku uygulamalarında sıklıkla kullanılmaktadır. Er:YAG lazerlerin, pedodontistlere ağrısız ve temassız bir tedavi sunması ve çocuk hastalarda tedavi konforunu artırmasının yanı sıra, diş çürüğünü ortadan kaldırmasındaki etkinliği ve adeziv sistemlerin diş sert dokularına bağlanabilmesi için uygun diş yüzeyi oluşturduğu birçok çalışmada gösterilmiştir. Bu özelliklerinin yanı sıra süt dişi pulpa dokusuna olan histopatolojik etkilerinin incelendiği birçok araştırma bulunmaktadır.Bugüne kadar geliştirilen lazer kullanımıyla, sürekli dişlerde yüksek enerji düzeylerinde uygulanması sırasında karşılaşılan en büyük sorunun, diş sert ve yumuşak dokularında ısı oluşumu olduğu bildirilmiştir. Er:YAG lazerlerin, sürekli dişlerin pulpa odasında oluşturdukları ısı değişikliğini araştıran birçok in-vivo ve in-vitro çalışma bulunmaktadır. Fakat süt dişi pulpa dokusunda ısı değişikliğinin incelendiği çok az sayıda çalışma bulunmaktadır.Bu çalışmada, süt dişlerine, farklı parametrelerde uygulanan Er:YAG lazerler ve yüksek hızlı döner aletlerin, pulpa odasında oluşturdukları ısı değişikliklerinin değerlendirilmesi ve karşılaştırılması amaçlandı.Çalışmaya 60 adet süt ikinci azı dişi dahil edildi. Pulpa odasındaki sıcaklık ölçümlerinin yapılabilmesi için dişlerin kökler bölgesi, bukko-lingual yönde kesildi. Ölçümlerin yapılacağı dişlerin pulpa odaları çıkarıldı. Dişlerin bukkal yüzeyindeki mine dokusu kaldırıldıktan sonra sağlıklı dentin yüzeyinde, 5 W, 3,75 W, 2,25 W, 1,5 W çalışma parametrelerinde Er:YAG lazerle ve yüksek hızlı döner alet ile su soğutması altında hazırlanan sınıf 5 kavite preparasyonları gerçekleştirildi. Çalışmada pulpa odasında oluşabilecek ısı değişikliklerinin saptanması için pulpa odasının içine yerleştirilen, dijital termometreye bağlı termoçiftler kullanıldı. Kavite hazırlığının başlangıcı ile bitimi arasındaki pulpa odasının içerisinde ulaşılan sıcaklık değerleri arasındaki fark ve ulaşılan en yüksek sıcaklık değeri her bir örnek için kaydedildi.Çalışma sonucunda, 5 W ile çalışılan Er:YAG lazer grubunda, diğer çalışma gruplarından istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek pulpa sıcaklığı artışı gösterdiği saptandı. 1,5 W Er:YAG lazer grubu ise istatistiksel olarak anlamlı derecede en düşük sıcaklık artışı gösterdiği saptandı. Tüm çalışma gruplarında kavite hazırlığı derinliği arttıkça, pulpa odasındaki sıcaklık değerlerinin artış gösterdiği saptandı.Bu çalışmanın sonuçlarına göre, kavite hazırlığı sırasında kullanılan Er:YAG lazer ve döner alet uygulamasına ait pulpa odasındaki sıcaklık artışı değerlerinin, geri dönüşümsüz patolojik olaylara neden olabilecek kritik sıcaklık artış değeri olan 5,5 ºC'yi geçmediği görüldü. Bunun nedeninin ise tüm gruplarda su spreyi soğutmasının etkin bir şekilde kullanılması olduğu düşünüldü. Bu tez çalışması sonucunda, süt dişi dentin dokusundaki kavite hazırlığı için kullanılan Er:YAG lazer çalışma parametrelerinin, süt dişi pulpa dokusunu olumsuz etkileyecek bir sıcaklık artışına neden olmayacak şekilde güvenli olduğu ileri sürülebilir. Primer treatment of diseases of dental hard tissues is the removal of changed tooth structures due to dental caries. The methods used to remove dental caries developed over the years. However high-speed rotary instruments which have become a traditional method and most commonly accepted by dentists can remove dental caries easily and fast, the negative effects such as voice, pressure, vibration, hypersensitivity and temperature rise made examiners search for alternative methods of cavity preparation.Since 1960 laser light records a large extent of development in the diagnosis, treatment and preventive disciplines of medicine. Also there have been many researchs that showed laser light as an alternative to conventional treatment methods in soft and hard tissue procedures in dentistry. Erbium: Yittriyum Aluminum Garnet (Er: YAG) lasers were approved for the method of removal of dental caries by FDA (Food and Drug Administration) in 1997 and have been used commonly in Pediatric Dentistry. As well as painless and non-contact treatment modality of Er:YAG laser has given the dentist the advantage of increasing patient comfort, the effectiveness of Er:YAG lasers in removing dental caries and increasing the adhesion of adhesive systems to dental hard tissues have been shown by in-vivo and in-vitro researchs. Also histopathological effects of Er:YAG lasers on primary teeth pulp tissue are evaluated in many researchs.The biggest problem of current laser systems announced, is heat effect on dental tissues after application of lasers with high energy levels. There are many in-vivo and in vitro studies about the effects of temperature changes in pulp tissue of permanent teeth. However, there are very few studies showing the effect of temperature changes in pulp tissues of primary teeth. Therfore this study aims to determine and compare the possible heat effects in the pulp chamber of primary teeth after the application of Er:YAG laser and high speed rotary instrumentThe study included 60 primary second molar teeth. The root section of teeth was cut longitudinally and bucco-lingually to calculate the temperature increases in the pulp chamber. Pulp tissue in the pulp chamber were removed. Black 5 cavity preparations on dentin tissue were performed by Er: YAG laser (5 W, 3.75 W, 2.25 W, 1.5 W) and a high-speed rotary instrument with the aid of water cooling after enamel was completely removed on the buccal surface of the teeth. Thermocouples attached to a calibrated digital thermometer were placed inside the pulp chamber to evaluate temperature changes that is expected to occur in the pulp chamber. The difference between the temperature values in the beginning and the end of the cavity preparations and the highest temperature rise value were recorded for every sample.5W Er:YAG laser group has significantly higher temperature rise values than all groups. 1,5W Er:YAG laser group has significantly lowest temperature rise values. Increases in temperature values of the pulp chamber were seen while the depth of cavity was increased in all groups.The average pulp chamber temperature rises were not exceeded the critical temperature value of 5.5 ° C that causes irreversible pathological conditions in pulp tissue, after cavity preparation with Er: YAG laser and high-speed rotary instrument, in this study. According to the results of the study, the effective cooling with water spray in all groups was essential for the lower temperature rises. It can be concluded that the working parameters of Er:YAG laser used in this study for cavity preparation in primary teeth dentin tissue may be safe without causing a temperature increase that has negative impact on primary teeth pulp tissue in present study.
Collections