Serebral Palsi`li çocuklarda kinezyolojik bantlama ile oral motor terapinin salya kontrolü üzerine etkinliğinin karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, SP'li çocuklarda salya akması probleminin tedavisinde kullanılan oral motor terapi ve kinezyolojik bantlama tedavisinin etkinliğinin karşılaştırılması amacıyla yapıldı. Çalışmamızda 2-18 yaş aralığında, özel eğitim merkezinde eğitim alan, Serebral Palsi tanısı konmuş ve orta veya ciddi derecede salya şikayeti olan 50 olgu randomize olarak Kinezyolojik Bantlama ve Oral Motor Terapi gruplarına 25'er kişi olarak alındı. Bantlama uygulaması ve oral motor terapi egzersizleri ailelere öğretildi. Uygulamalar 8 hafta boyunca haftanın 5 günü aileler, 2 günü araştırmacı tarafından yapıldı. Değerlendirmeler tedaviden önce ve 8 haftalık uygulamadan (tedaviden sonra) sonra olmak üzere iki kez yapıldı. Kaba motor fonksiyon (KMF), salya miktarı, salya şiddeti, salya sıklığı, baş kontrolü ve fonksiyonel bağımsızlık (WeeFIM) değerlendirildi. Oral Motor Terapi ve Kinezyolojik Bantlama gruplarının tedavi öncesi-sonrası Kaba Motor Fonksiyon Sınıflama Sistemi, baş kontolü ve fonksiyonel bağımsızlık değerlerinin grup içi karşılaştırılmalarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı görüldü (p=1,000 ve 1,000). Gruplar arası karşılaştırmalarında her iki grubun benzer olduğu saptandı. Tedavi öncesi-sonrası salya miktarını değerlendiren Salya Akıntısı Genel Yüzde Değeri (SAGYD) grup içi karşılaştırılmalarında her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğu görüldü ( p < 0,01 ). Gruplar arası karşılaştırmalarında her iki grubun benzer olduğu saptandı. Salya şiddetini değerlendiren Salya Akıntı Şiddeti tedavi sonrasında tedavi öncesine göre istatistiksel açıdan anlamlı olarak azaldı ( p < 0,01 ). Gruplar arası karşılaştırmada tedavi öncesinde ve sonrasında anlamlı bir farklılık görülmedi. Tedavi öncesi-sonrası salyanın sıklığını değerlendiren Öğretmen Gözlem Ölçeği Değeri karşılaştırılmalarında her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğu görüldü ( p < 0,01 ); ancak gruplar arası karşılaştırmalarında her iki değerlendirmede de istatistiksel bir fark tespit edilmedi. Tedavi öncesi-sonrası salya şiddetini değerlendiren Görsel Analog Ölçeği değeri grup içi karşılaştırılmalarında her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı bir azalma olduğu belirlendi ( p < 0,01 ). Gruplar arası karşılaştırmalarında her iki grubun benzer olduğu saptandı. Sonuç olarak tüm bulgular değerlendirildiğinde biz de çalışmamızda oral motor terapinin ve kinezyolojik bantlamanın SP'li çocukların salya kontrolü üzerinde eşit derecede etkili olduğunu söyleyebiliriz. The aim of this study was to compare the effectiveness of the oral motor therapy and the kinesiology taping therapy in the treatment of the drooling problem. In our study, 50 patients with cerebral palsy who age ranged 2-18 years, treated at a special education and rehabilitation center and moderate or severe saliva complaints were randomly divided into two groups as 25 patients with Kinesiology tape and 25 patients with Oral Motor Therapy. Taping application and oral motor therapy exercises were taught to families. Applications were made by families five times and by researcher twice a week for 8 weeks. Evaluations were performed twice before treatment and after 8 weeks of practice (after treatment). Gross motor function (GMF), salivary volume, dribble intensity, drool frequency, head control and functional independence (WeeFIM) were evaluated. There was no statistically significant difference between the pre-treatment and post-treatment gross motor function classification system, head control and functional independence of the oral motor therapy and the kinesiology tape groups (p = 1,000 and 1,000). Both groups were similar in comparison. There was a statistically significant decrease in both groups in the pre-treatment and post-treatment of General Drooling Percentage (GDP) to evaluate salivary volume ( p < 0,01 ). In the comparisons between groups, they were similar. The Severity of the Drooling to evaluate dribble intensity decreased significantly after treatment comparing to before treatment ( p < 0,01 ). There was no significant difference between the groups before and after treatment. Teacher Observation Scale Value for drooling frequency showed statistically significant decrease in both groups in the comparison of pre-treatment and post-treatment (p < 0,01 ). No statistically significant difference was found between the groups in both evaluations. There was a statistically significant decrease in the pre-treatment visual analog scale scores to evaluate dribble intensity in both groups (p < 0,01 ); but the comparison between the groups was similar in both groups. In conclusion, we can say that the oral motor therapy and the kinesiology taping are equally effective in control of saliva in children with CP.
Collections