Kliniğimizde travayda saptanan dikkat çekici kardiotokografi bulgularının klinik bulgularla karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET' Klinik bulgularla, karakteristik KÎG bulguları ara sındaki ilgiyi, istatistiksel olarak saptamak için, iki yol mümkündür s I - Belirli klinik bulguları olan hasta grubunda,be- lirli KTG bulgularının varlığını araştırmak. II - Tam tersi yoldan hareket ederek, belirli KTG ı bulgularında, belirli klinik bulguların olup olmadığını a- raştırt&ak. vDaha önce yapılmış, birinci metodun bulgularını yeni den gözden geçirmek, eğer varsa ilave, yeni bulgularla »da ha önceki bulguları tamamlamak üzere, bu çalışmada ikinci yol seçilerek, karakteristik KTG bulguları ile mekonyumlu amnion sıvısı, belirgin kordon dolanması ve düşük Apgar de ğerleri arasındaki ilişkiler araştırıldı. Çalışmanın diğer bir amacı da fötal tehlike durumlarının erken tanınmasında, kardiotokogramın değerini saptamaktır. Travay sırasında kardiotokografik olarak, gözlenen. 80 gebeden, 78 kardiotokografi değerlendirmeye alındı. £4 tane kardiotokogram dikkati çekecek derecede patolojik bulgu- lu, 24 tanesi de normal kardiotokogram bulguları olarak sap--42- tandı..'54 patolojik bulgulu KTG'den, 50 tanesi de s eler as- yonlarla beraber, diğer 4 tanesi işe patolojik bulgulu ve fakat deselerasyonsuzdu. Deselerasyon tiplerine göre 50 pa tolojik KTG şöyle dağılım gösterdi ; Dip I des. : 12 KTG de, Dip II des.: 20 KTG de, Değ, tip des. i 18 KTG de gözlendi. Sonuç olarak, aşaşıdaki bulgular saptandı î Desele- rasy on varlığı ile mekonyumlu amnion sıvısı arasında istatis- tiki bir ilginin varlığı saptandı. Mekonyumlu amnion sıvısı, bilhassa değişken tip ve dip II deselerasyonlarda önemli de recede artış göstermektedir. Buna karşılık, dip I deseleras yonlarda önemli bir artış gözlenmecıektedir. Deselerasyonlarıa şiddeti bakımından dip. II ve değişken deselerasyonlarda bir artış tespit edildi. Deselerasyon süresi bakımından, desele- rasyon tipleri arasında farklılık gözlenmedi, j Belirli deselerasyon tipleri ile kordon dolanması ve patolojik Apgar değerleri arasında da bir korelasyon olduğu saptandı. Kordon dolanması olgularında, dip X ve değişken tip deselerasyonlarda önemli artış olmasına karşılık dip II deselerasyonlarda bu artış gözlenmedi. Kordon dolanmalarında dese lerasy onların şiddeti ve devam süresindeki artış da mühim di. Başka bir deyişle şiddetli ve uzun süreli deselerasyon - lar, bulgularda üstünlük arz ediyordu. Patolojik Apgar değe ri olan olgularda ise deselerasyon tipleri arasında ters bir?'`T J?^ ilişki bulundu. Bu olgularda değişken ve dip II deseleras- yonlarda önemli bir artış gözlendi. Dip I deselerasyonlar is© önemsiz bulundu. Patolojik Apgar değerlerinde deaele- rasyonlarm şiddeti ve dip II dese lerasy onların devam süre sinin de önemli bir rol oynadığı saptandı. Sonuç olarak, ilk planda şiddetli ve uzun süreli, değişken ve dip II deselerasy onların, f ötüşün, subakut ve akut f ötoplasentar bozukluğunun bir işareti olduğu ve buna bağlı olarak prognozun kötü olabileceği, ağır ve orta dere cede asfiktik bir` yeni doğanın beklenebileceği, diğer araş tırıcı ve yazarların bulguları ile parelellik teşkil ettiği bir dana saptandı Bütün bu elde edilen neticelere göre ; travayda, &ar- diotokografik olarak tespit edilen deselerasyonlara göre fÖ - tüsün t subakut, akut veya kronik problemlerinin tespit edi lebileceği fötüsün durumu hakkında doğumdan önce bilgi sahibi olup, gerekli önlemlerin alınabileceği, doğumun, anne ve bebek için en az travma tik olan sonuçlandırma şeklinin, va - kit kaybetmeden saptanabileceği hususları doğrulanmış oldu.
Collections