Yenidoğanda prental, intrapartum, neonatal risk faktörlerin araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
39 ÖZET Dünyada perinatal morbidite ve mortalite faizini, ileride mental ve somatik yetersizlik meydana getirmeyecek şekilde azaltmak amacıyla çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada, Ege Üniversiteli Ege Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Yenidoğan Bölümü'ne yatan sorunlu bebeklerde, retrospektif olarak, prenatal ve intrapartum risk faktörlerin saptanması, sorunlu yenidoğan oluşumunu önleyecek öneriler verilmesi amaçlanmıştır.. Çalışmamızdaki sorunlu yenidoğan bebeklerin % 71. 45' inin ekonomik durumunun kötü ve çok kötü olduğu,.Annelerin % 16.07 'sinin okuma-yazma bilmediği ve düşük prenatal risk taşıyanlarda bu oranın daha düşük, buna karşın yüksek prenatal risk taşıyanlarda daha yüksek olduğu,.Annelerin çok büyük kesiminin ev hanımı olduğu ve ikinci sırayı memur olan annelerin aldığı,.Prenatal skoru yüksek olan guruplarda 35 yaşın üstündeki annelerin daha yüksek oranda olduğu, intrapartum skoru yük sek guruplarda ise 20 yaşın altındaki annelerin çoğunlukta olduğu,.Abortus sayısının artması ile beraber risk görülme durumunun arttığı, ?Yüksek prenatal risklilerde 3 'ten fazla doğum oranının arttığı ve intrapartum skorun yükseldiği gurupta ilk doğum oranının fazla olduğu,.Olguların çok büyük kesiminin kentten geldiği, köyden gelenlerde prenatal skorun yükseldiği ve bunlarda intrauterin malnütrisyon oranının fazla olduğu,.Annelerin %62.43' ünün gebeliklerinde hiç kontrola gitmediği,.Annelerin yaklaşık 1/4' ünün 24 aydan daha kısa süre önce doğum yaptığı ve bunların prenatal riski yüksek olan gurupta daha fazla oranda olduğu saptanmıştır., Tüm bu sonuçlar, kötü ekonomik düzeyde olmanın, eğitim düzeyinin düşük oluşunun, 35 yaşın üstünde doğum yapmanın, abortus oluşunun, ilk doğumun ve 3 'ten fazla doğumun, 24 aydan kısa aralıkla doğum yapmanın, gebelik kontroluna girmemenin gebelik teki riski arttırdığını ve sorunlu yenidoğan doğumuna neden olduğunu göstermektedir. Yine çalışmada, en sık rastlanan faktörün, en fazla risk taşıyan faktör olmadığı görülmüştür.40 Prenatal faktörlerden, Önceki ölü doğum ve neonatal ölüm, önceki prematüre doğum saptanan olgularda ölüm oranı daha. yüksek bulunmuştur. Sigara içen annelerde intrauterin malnütrisyonlu be bek oranı, vajinal kanama tanımlayan annelerde- prematürite oranı daha yüksek bulunmuştur. Prenatal skorun artışı ile hastanede ya tış süresinin uzadığı, ölüm oranının yükseldiği saptanmıştır. Intrapartum faktörlerden, doğum ağırlığının 2500 gramdan az oluşu, t öksemi, makadi doğum, hidroamnios-oligohidroamnios ta nımlayanlarda mortalitenin önemli oranda yüksek olduğu görülmüştür. Prenatal skorun artışı ile hastanede yatış süresinin uzadığı ve ölüm oranının yükseldiği saptanmıştır. Neonatal faktörler incelenirken, düşük doğum kilolu bebeklerin,' tüm olguların % 50.41' ini oluşturduğu görülmüştür. Neonatal skorun artışı ile parelel olarak ölüm oranı yüksel miştir. Prenatal ve intrapartum riski olmayan gurupta hastanede ya tış süresinin en kısa ve mortalite»in en düşük olduğu, prenatal riskin eklenmesi durumunda sürenin uzadığı ve mortalitenin art tığı, ancak bu artışın intrapartum riskin eklendiği guruptakiler kadar olmadığı, prenatal ve intrapartum riski yüksek olan hasta larda hastanede yatış süresinin ve mortalitenin maksimum olduğu bulunmuştur. Bu, sadece prenatal tarama yapılmasının bile riskin saptanmasında yeterli olduğunu, intrapartum dönemin ise çocu ğun geleceği açısından çok önemli bir dönem olduğunu göstermek tedir. Bulgularımız, gebelerde prenatal ve intrapartum tarama yap manın gebelikteki riski saptamada çok: önemli olduğunu göstermek tedir. Kararlaştırılacak uygun tarama formları ile yapılan tara malarda, yüksek riskli olduğuna karar verilen gebelerin, yeter li personel ve gereçle donatılmış `obs tetrik-neonatal yoğun ba kım merkezlerinden izlenmesi ve doğumunun yaptırılması, peri natal morbidite ve mortalitenin azalmasını sağlayacaktır.
Collections