A phenomenological study of sensual space experiences in terms of architectural pleasurability: A critique of visual dominance
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son yıllarda gelişen teknoloji ve görsel sunum teknikleri ile mimarlık giderek sanal bir imaja dönüşmekte ve bunun bir sonucu olarak, günümüz yapılarında mimari mekan ve kullanıcısı arasındaki ilişkinin göz ardı edildiği düşünülmektedir. İnsan-mekan ilişkisi incelendiğinde, özne ve mekan arasındaki deneyimsel bütünlüğün duyumsal deneyimler ile sağlandığı görülmekte ve bu ilişki mimari fenomenoloji disiplini içinde incelenmektedir.Bu tez, çoklu duyumsal mekanların kullanıcıları için daha memnuniyet verici olduğu kabulü ve mimari fenomenoloji yöntemi ile duyuların mekan deneyimleri üzerine etkileriniincelemektedir.Mimarlığın yalnızca görsel bir imaj olarak sunulmasına bir eleştiri olarak tez, görme harici duyuların mekan deneyimlerinin mekan memnuniyetindeki rolünü araştırmayı hedeflemiştir. Bu amaçla görsel ve görsel olmayan mekan deneyimleri arasındakarşılaştırmalı bir çalışma yapılmıştır.Mekanın deneyimsel bütünlüğü keşfetmek amaçlı, vaka çalışması olarak, görme engelliler ve mekan arasındaki ilişki mülakat yöntemi ile incelenmiş ve hem gören hem de görmeyenkatılımcılara uygulanan anket ile de test edilmiştir.Vaka çalışması sonucunda, görsel ve görsel olmayan mekan deneyimlerinin karşılaştırılması ve yorumlanması ile mekan tasarımlarında kullanıcı memnuniyetini arttırmak için çoklu duyumsal bir bakış açısı öneri olarak sunulmuştur. During recent years, due to the advancing technology and visual representation techniques,architecture has evolved as a virtual image. As a consequence, the relationship between architectural space and its users has been neglected in buildings. When the human-space relationship is analyzed, it could be seen that, experiential integrity between the subjectand the space is constructed through sensual experiences of space. This relativity is emphasized by architectural phenomenology. Taking the architectural phenomenologyapproach, this thesis explores the effects of senses on space experiences. It is assumed that multi-sensorial spaces are more pleasurable for every user.As a criticism against the tendency to represent architecture as only a visual image, thethesis aims to examine role of nonvisual space experiences on spatial pleasurability. For this purpose, a comparative study had been studied between visual and nonvisual space experiences.For the purpose of exploring experiential integrity of architectural spaces, the relationship between blind people and space had been examined by interview method and then it hadbeen tested both blind and sighted participants as the case study of the thesis.At the scope of this thesis, by comparing visual and nonvisual space experiences, a multisensorial approach for architectural design had been proposed.
Collections