Akatizide bir alt tip araştırması ve geliştirilen ölçeğin güvenirliği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
6. ÖZET Nöroleptik ilaçların klinik kullanıma girişinin üzerinden kırk yıl gibi uzun bir süre geçmiştir. Bu ilaçların oluşturduğu ekstrapiramidal yan etkilerin tedavisi ile ilgili sorunlar vardır. Bu çalışmada öncelikle, nöroleptiklerin, ekstrapiramidal yan etkilerinin anlaşılması açısmdan önemli olan bazı özellikleri ve bu yan etkilerle ilgili bilgiler gözden geçirilmiştir. Ekstrapiramidal yan etki klinik tablosunun bir özelliği olarak akatizi ile parkinsonizm birlikteliğinin, biperiden tedavisine yamtla ilişkisi araştırılmaya çalışılmıştır. İlk aşamada, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatan 46 kişilik kronik bir hasta grubunda, hazırlanan yan etki izleme ölçeğinin güvenirliği sınanmıştır. Ölçeğin, birlikte görüşme-muayene yöntemi ile güvenir lik düzeyi, lineer ağırlıklı kappa katsayısı değerleriyle akatizi şiddeti için 0.874, parkinsonizmin şiddeti için 0.867; kappa katsayısı değeri ile diskinezi-distoni varlığı için 0.89 gibi yüksek bulunmuştur. Bu kronik hasta grubunda belirlenen %63 oranında yan etki yaygınlığı ve %30 oramnda tardif diskinezi yaygınlığı, literatürdeki yüksek değerler arasında yer almıştır. İkinci aşamada, E.Ü.T.F. Psikiyatri Kliniği'ne yatırılan, DSM-ÜI-R ölçütlerine göre şizofrenik bozukluk veya şizofreniform bozukluk tandı hastalar çalışmaya alınmıştır. Ekstrapiramidal yan etki gidermeye yönelik ilaç almakta 75olan olguların bu ilaçlan kesilmiş, nöroleptik kullanımı olabildiğince kontrole alınmış ve bu koşul sağlandıktan sonra, hastalar, birbirinin değerlendirmelerine kör olan iki hekim tarafından haftada 3 gün izleme alınmıştır. Çalışmanın bu aşamasına katılan 20 hastadan 2'si ortanın üzerindeki şiddette parkinsonizm için, 9'u orta ve ortanın üzerindeki akatizi için çift-kör ve arada tedavisiz bir dönemin bulunduğu biperiden tedavisine alınmıştır. Akatizili 9 olgunun tümü biperiden tedavisine olumlu yamt vermiştir. Bunlardan 2'sinde, biperiden dışı tedavi edici faktör olasılığı dışlanamamış; 3'ünde ise ağızdan değil, ağızdan artı kas içi uygulamaya yanıt alınmıştır. Olgu sayısının azlığı nedeniyle genelleme yapılmaması uygun olmakla birlikte, parkinsonizmin varlığı ya da yokluğu teda viye yanıtı belirleyen bir faktör olmamıştır. Bu çalışmanın önemli sonuçlarından birisi, klinik belirtilere dayalı alt tipleme yapılması ve bu belirti grubu farklılığının değişik fîzyopatolojik süreçlerin göstergesi olarak kabul edilmesi konusunda temkinli olmak gerektiği olmuştur. Bu çalışma bir ön çalışma niteliği taşımakta olup olgu sayısının genişletilmesi gerekmektedir. 76
Collections