Bipolar bozuklukta genetik geçiş şekillerinin FH-RDC kullanılarak aile öyküsü yöntemi ile araştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
7. ÖZET Bu çalışmada kliniğimiz Affektif Hastalıklar Polikliniğince izlenen 25'i kadın, 25'i erkek bipolar probandm 358 ve Dermatoloji ve Fizik Tedavi Kliniklerinde yatan 25'i kadın, 25'i erkek 50 kontrol deneğinin 381 birinci derecede akrabası (anne.baba.kardeş, çocuk) ve eşleriyle bir likte olmak üzere toplam 916 birey FH-RDC (Aile öyküsü- Araştırma Tanı Ölçütleri) kullanılarak ile aile öyküsü yöntemi ile incelendi. Elde edilen tüm veriler istatistiksel olarak incelendi. Hastalar ve tüm birinci derece akrabaları ile eşlerinin eğitim düzeyleri kontrol grubuna kıyasla yüksek olarak saptandı. Hastalar, kardeşleri ve çocuklarındaki bekar bireylerin yüzdelerinin kontrol grubuna kıyasla yüksek olduğu izlen di. Hastalığı erken başlayanların arasında bekar olanların oranı geç başlayanlara kıyasla daha yüksek olarak değerlendirildi. Boşanma oranı ve diğer sosyodemografik veriler açısından hastalar, birinci derece akrabaları ve eşleri ile kontrol grubu arasında fark gözlenmedi. Hasta grubunda başlangıç yaşı 29.32 olarak belirlendi. Yaş ilerledikçe hastalanma oranında azalma olduğu, hastaların %70'inde başlangıç yaşının 30'un altında olduğu saptandı. Hastalar ile bipolar, unipolar ve mizaç bozukluğu tanılı akrabaların başlangıç yaşı arasında fark gözlenmedi. Ayrıca, akrabalarda başlangıç yaşı ile cinsiyet arasında ilişki ol madığı izlendi. Başlangıç yaşı arttıkça, epizod sayısının arttığı belirlen di. Hastaların %58'inde ilk epizodun major depresyon olduğu, depresif epizodun manik epizoda kıyasla erken başladığı ve ilk epizod tipi ile cinsiyet arasında ilişki olmadığı saptandı. Bipolar bozukluğun oranı, hasta grubunda annelerde, babalara kıyasla daha yüksek olarak değerlendirildi. Ancak, bir baba-oğul geçişinin saptanması nedeniyle bipolar bozukluğun genetik geçişinin yalnızca X'e bağlı dominant kalıtım ile açıklanamayacağı görüşü desteklendi. Erken-geç başlangıç ayırımı için 20,30 ve 40 yaşlar sınır alındığında, hastalığın 30 ve 40 yaşından önce başlayanlarda geç başlayanlara kıyasla aile öyküsünün daha faz la olduğu saptandı. Şizofrenik, şizoaffektlf ve madde kullanım bozuk lukları ile antisosyal kişiliğin hastaların akrabalarında daha fazla görüldüğü izlendi. 15, 17 yaş ve üstündeki akrabalar ve yaşa göre düzeltme yöntemiyle değerlendirme yapıldığında benzer sonuçların 98elde edildiği ancak prevalans oranlarının az da olsa giderek arttığı belirlendi. Çalışmamızda hastaların akrabalarında mizaç bozukluğu prevalansının kontrollerinkine kıyasla yüksek saptanması, geç başlangıcın bozukluğun daha şiddetli bir alttipi olduğunun ve hastalığın genetik heterogenitesinin varlığının gösterilmesi, bipolar bozukluğa yatkınlığın unipolar bozukluğa yatkınlığı da içerdiğinin gözlenmesi sonucunda; bipolar bozukluğun etiolojisinde multifaktöryel kalıtımın sorumlu olduğu görüşü desteklendi. Genetik danışmanlık isteklerine yanıt verilebilmesi için bipolar hastaların akrabalarındaki hastalık riskleri belirlendi. Bipolar bozuklukların genetik geçişine ilişkin literatürler ışığında bulgularımız tartışıldı. 99
Collections