Recycling disused spaces: An alternative to transform architectural waste into resource
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Yirmi birinci yüzyıl kentlerinin karşılaştığı sorunların arasında, terk edilmiş ve kullanım dışı kalmış mekanlar günümüz mimarları için üstesinden gelmeleri gereken bir zorluk haline gelmiştir. Kentlerin son 50 yılda geçirdikleri yapısal, ekonomik ve sosyal değişimler sonucunda Avrupa ve Kuzey Amerika kentlerinde bulunan boş yapıların oranı, uzmanlar ve akademisyenler tarafından bir problem olarak tanımlanarak, üzerine çalışma yapılmasını gerektirecek kadar yüksek olmuştur. Sayısı gittikçe artan ve halihazırda geleceğe dair bir planı olmayan kullanım dışı kalmış veya terk edilmiş sıradan yapılar, dünya çapında mimari bir atık yığını haline gelmiştir. Bu tarz yapılara çözüm ararken ilk akla gelen yıkım gibi alışılmış metotlar hem pahalı olabilip, hem de işlem sonucunda çevreye zarar verebilirken beraberinde mekanın ve kullanıcılarının anılarını da parçalayabilmektedir. Yirmi birinci yüzyıl ile beraber mimarlar terk edilmiş ve kullanım dışı kalmış mekanların çağdaş tasarım araçlarıyla geri dönüştürülmesini içeren bir yaklaşım üzerine çalışmaktadır. Bu yaklaşımın amacı, mevcut yapıya bağlamsal temeller üzerinden yeni bir yaşam döngüsü kazandırırken, mekanın anısına saygı duymak ve mekana yeni bir anlam kazandırmaktır.Bu tez, dünya çapında geri dönüşüm yaklaşımının gelişimi açısından kayda değer etkiler bırakmış olan kilit sanatçılar, mimarlar, projeler ve etkinlikler ile kullanım dışı kalmış mekanların rehabilitasyonu ve kent sirkülasyonuna geri kazandırılma olgusunun araştırılmasını amaçlamaktadır. Devamında, yirmi birinci yüzyılda geri dönüşüm yaklaşımının boşluk sorunuyla nasıl başa çıktığına dair gelişmeleri içeren, uzmanlar, araştırmacılar ve akademisyenler tarafından yapılmış olan çalışmalar sunulmaktadır. Geri dönüşüm yaklaşımının ortak bir tasarım kıstası bulunmayan, ölçeksiz ve çevresel faktörlere göre şekillenen bağlamsal bir yöntem olduğunu göstermek için, literatürden derlenen geri dönüşüm projelerinden 15 tanesi seçilerek incelenmiş, toplanan veri ile bir atlas oluşturularak geri dönüşüm yaklaşımının küresel yoğunluğu belirtilmiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalar göz önünde bulundurularak, geri dönüşüm yaklaşımının yeni bir estetik araç ve muhtemel bir mimarlık teorisi olması değerlendirilmiştir. Amongst the issues 21st century cities are facing today, abandoned and disused spaces have become a challenge for architects. Due to structural, economic and social changes cities went through in the last 50 years, rates of vacant structures have become drastic enough to be stated as a problem in many European and North American cities, and to be researched upon by professionals and scholars. Growing amount of ordinary disused and abandoned structures with no planned futures have created a stock of architectural waste all around the world. While conventional methods like demolition is the first approach in dealing with these type of structures, these methods can be costly and their results can make a considerable impact on the environment along with disrupting the memory of a space and its users. With the turn of the 21st century, architects have been working on an approach to recycle abandoned and disused spaces through tools of contemporary design, which would provide a new life cycle to the existing structure with a contextual basis and respect the memory of the space while giving it a new meaning during the process.The aim of this thesis is to explore the phenomenon of rehabilitating disused spaces and getting them back into the city's circulation, through a series of key artists, architects, projects and events, which had noteworthy effect on the development of recycle approach around the world. Later, a series of studies, exhibitions and works made by scholars, professionals and institutes in the 21st century are presented to show the development of recycle approach in dealing with the issue of vacancy. Fifteen examples from a collected data of recycled projects from the literature are analyzed to show that recycle approach is a scaleless practice with no common design criteria, forming based on environmental factors on a contextual basis. The collected data from recycled projects is used to create an atlas and to present the global density of recycle approach. Based on the studies made in recent years, the possibility of recycle approach becoming a new aesthetic device and a prospective theory of architecture is evaluated in the thesis.
Collections