Sex hormonları ve lupus ilişkisi: Aromataz inhibitörlerinin deneysel lupus modelleri üzerindeki etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET: Sistemik Lupus Eritematozus, etyolojisi tam olarak belli olmayan, ve değişik etyolojik faktörlerin kombinasyonuyla ortaya çıkan, mufüsistemik bir immunkompleks hastalığıdır. Üreme çağındaki kadınlarda, erkeklere oranla 9 kat daha sık görülmesi, sıklıkla ilk kez pubertede, gebelikte, postpartum dönemde veya estrojen içeren oral kontraseptif kullanan kadınlarda ortaya çıkması, sex hormonlarının hastalığın ortaya çıkışında ve alevlenmesinde önemli rol oynadığını düşündürmektedir (2,3,4). Deneysel lupus modelleri üzerinde yapılmış olan çok sayıda çalışmada, bu hayvanlara çeşitli hormonal manipulasyonlar yapılmış ve lupusun seyri üzerine etkileri araştırılmıştır. Erkek farelere estrojen verilmesinin veya orşiektomi yapılmasının, lupusu şiddetlendirdiği; buna karşılık dişi farelerde androjen tedavisinin veya kastrasyonun lupusun seyrini iyileştirdiği bir çok çalışmada kesin olarak gösterilmiştir (40). Zayıf etkili bir androjen olan danazol de, özellikle yakınmaları mens dönemlerinde artan bazı hastalarda, lupusun bazı klinik formlarında başarıyla kullanılmaktadır. Bu klasik bilgilerden yola çıkarak, son zamanlarda Aromataz Enzim Inhibitörleri üzerinde durulmaktadır. Sürrenal kaynaklı zayıf androjenlerin periferik dokularda estrojenlere dönüşümü aromataz enzimi ile oluşmaktadır. Aromataz ınhibitörleri, bu enzimi bloke ederek periferde, zayıf androjenlerin estrojenlere dönüşümünü bloke ederler (59). Sonuçta; estrojen üretimini azaltmış olurlar. Gonad kaynaklı estrojen üretimi ise sürecektir. Bu çalışmada da; lupusa duyarlı dişi MRL - MP Ipr/lpr farelerine bir aromataz inhibitörü olan 4-Hidroksiandrostenedion ( 4-OHA ) verilmiş ve deneyin sonunda, lupusta en sık tutulan organlardan olan böbreklerin ve ayrıcatimus bezlerinin histolojisi incelenmiştir. Ayrıca, 4-OHA'un, estrojen reseptör kinetikleri üzerine olan etkileri de araştı rılm ıştır. Saptanan veriler kontrol grubu farelerle mukayese edilmiştir. 4-OHA grubu farelerin böbrek histolojilerinde, inflamasyon mezenkimal dokulara sınırlı iken, kontrol grubunda daha yaygın bulunmuştur. Yine bu grupta, timus ağırlıkları kontrol grubundan daha küçük bulunmuştur. Lenfoproliferasyon da kontrol grubunda çok daha fazla saptanmıştır. Buna karşılık, estrojen reseptör kinetikleri üzerine, iki grup arasında belirgin bir fark bulunamamıştır. Bu bir pilot çalışma olduğu için, 4-OHA ve kontrol grubundaki farelerin sayısı fazla değildi. Üstelik 4-OHA implantları, farelere daha erken bir dönemde ve daha uzun süreli olarak uygulanabilirdi. İlacın emilip kana karıştığı, objektif yöntemlerle gösterilebilirdi. Daha da önemlisi, her iki grup, lupus akövitesini yansıtan çok daha fazla kriterlerle (immunfloresans çalışmalar, anti ds-DNA titreleri.. gibi ) mukayese edilebilirdi. Bu açıklan kapatacak daha ayrıntılı deneysel çalışmalar yapılmaktadır. Bu arada, aromataz inhibitörlerinin hormonal etkileri dışında, immun sistem üzerine de etkileri olabileceği düşünülmektedir. Bu konu da, halen araştırılmaktadır. Bu çalışmalar ve araştırmalar sonuçlandıktan sonra, aromataz inhibitörieri hakkında daha kesin konuşulabilecektir. Aromataz inhibitörlerinin ilerde hiç olmazsa bazı lupuslu hastaların tedavisinde yardımcı bir ilaç olarak kullanılıp kullanılamayacağını zaman gösterecektir.
Collections