Pilonidal sinüs hastalığında;risk faktörleri,uygulanan cerrahi teknik ve hastaya bağlı değişkenlerin ameliyat sonrası komplikasyonlar ile ilişkisinin analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş: Pilonidal sinüs hastalığı sakrokoksigeal bölgede görülen bir hastalıktır. Genellikle genç, erkek cinsiyet ve kıl yoğunluğu fazla olan kişilerde sık görülmektedir. Asemptomatik olabileceği gibi, akut abse ya da kronik formdada bulunabilir. Yapılan tedavi de hastalığın klinik tablosuna göre karar verilmektedir.Çalışmamızda pilonidal sinüs hastalığında risk faktörleri, uygulanan cerrahi teknik ve hastaya bağlı değişkenlerin, ameliyat sonrası komplikasyonlar ile ilişkisini analiz etmeyi amaçladık.Araç ve Yöntem: Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Ana bilimdalında 01.05.2007 -01.08.2013 tarihleri arasında pilonidal sinüs hastalığı nedeniyle ameliyat edilmiş 127 olgu retrospektif olarak çalışmaya alındı. Pilonidal sinüs eksizyonu + V-Y plasti yapılan olgular (Grup 1) ve pilonidal sinüs eksizyonu + Limberg flep ile onarım yapılan olgular (Grup 2) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Bu iki gruptaki olgular yaş, cinsiyet, boy, kilo, BMI, sigara ve alkol kullanımı, şikayet süresi, ek hastalık varlığı, ailede pilonidal sinüs hastalığı varlığı, gün içinde oturma süresi alışkanlığı, haftalık banyo yapma alışkanlığı, ameliyat süresi, hastanede kalış süresi, dren varlığı ve süresi, ağrısız yürüme ve tuvalete oturma süresi, işe başlama süresi ve komplikasyon varlığı açısından ve sigara, alkol kullanımın, ek hastalık varlığının, gün içindeki oturma süresi ve haftalık banyo yapma sıklığı alışkanlığının, dren varlığının ve dren tutulma süresinin, cildin kapatıldığı materyal ve kapatılma tekniğinin komplikasyonlar ile olan ilişkisini araştırdık.Bulgular: Her iki gruptaki olgularda erkek cinsiyetin anlamlı olarak sık görüldüğü, olguların yaş, boy, BMI, sigara, alkol kullanımı, ek hastalık varlığı, ailede pilonidal sinüs hastalığı varlığı, hastanede kalış süreleri, dren varlığı ve dren tutulma süreleri, işe başlama süreleri ve komplikasyon varlığı açısından gruplar arasında fark tespit edilmedi.Hastalığın 4 saatten uzun süreli oturma alışkanlığı olan ve haftada 3 ve 3 'ten az kez banyo yapma alışkanlığı olanlarda anlamlı olarak daha fazla görüldüğü saptandı.Ayrıca Grup 1'deki hastaların Grup 2'dekilere göre ameliyat sonrası ağrısız yürüme ve tuvalete oturma sürelerinin daha kısa olduğu tespit edildi.Komplikasyon gelişen 13 hastanın; 4'ünün sigara kullandığı, 2'sinin alkol kullandığı, 2'sinde ek hastalık varlığı olduğu, 11'nin haftada 4 ve 4'ten fazla kez, 2'sinin 3 ve 3'ten az kez banyo yaptığı, 11'inin gün içindeki oturma süresinin 4 saatten uzun, 2'sinin 4 saatten kısa olduğu, yine komplikasyon gelişen 13 hastanın 10'unda dren olmadığı, 3'üne dren konulduğu, 6 hastanın cildinin prolen ile, 4'ünün rapid vikril ile, 3'ünün stapler ile kapatıldığı tespit edildi.Sonuç: Grup 1 ve 2'deki olgular arasında cinsiyet, boy, kilo, BMI, sigara ve alkol kullanımı, ailede pilonidal sinüs hastalığı varlığı, ek hastalık varlığı, şikayet süresi, ameliyat süresi, hastanede kalış süresi, dren valığı ve dren tutulma süresi, işe başlama süresi, komplikasyon varlığı ve işe başlama süresi açısından farklılık saptanmamış olup; hastalığın, haftada 3ve 3'ten az kez banyo yapma alışkanlığı olan kimselerde daha sık görüldüğünü ve kişisel hijyen yetersizliğinin hastalığın gelişimi için önemli bir rol oynadığını, gün içinde 4 saatten uzun oturma süresi alışkanlığı olanlarda anlamlı olarak daha fazla görüldüğünü, sık banyo yapmanın ve gün içindeki oturma süresinin az olmasının da pilonidal sinüs hastalığı gelişiminden korunmada garanti olmasa da korunma yöntemlerinden biri olabileceği, ancak ameliyat sonrası dönemde sık banyo yapma alışkanlığının komplikasyon gelişme riskini arttırabileceği, gün içindeki oturma süre alışkanlığının az olmasının da komplikasyon gelişme riskini azaltabileceği, Grup 1'deki hastalarda ameliyat sonrası dönemde ağrısız tuvalete oturabilme süresi ve ağrısız yürüme süresinin, Grup 2'deki hastalardan anlamlı olarak daha kısa olduğu, sigara ve alkol kullanımının ve ek hastalık varlığının komplikasyon gelişimini kolaylaştırıcı faktörlerden sayılabileceği düşüncesine vardık. Introduction: Pylonidal sinus is an illness that occurs in the sacrococcygeal region of body. This illness is generally observed often in young males with high density of body hair. It can be asymptomatic, acute abscess or in chronic form.Treatment is determined based on the clinical situation of the illness.The purpose of our study is finding the risk factors in Pylonidal sinus and the relation between operation method, patient-dependent parameters and complications after operation.Tool and method: 127 cases, which were treated and operated at Yeditepe University General Surgery Department between 05/01/2007-08/01/2013, were studied retrospectively. The cases were categorized in two groups; Pilonidal sinus excision + Cases that were treated with V-Y plasty (Group 1), Pylonidal sinus excision + Limberg flep treatment (Group 2). We studied the dependence of observations for both groups on age, gender, height, weight, BMI, cigarette and alcohol consumption, duration of complaints, existence of other illnesses, existence if Pylonidal sinus illness in family, daily sitting period habits, weekly showering habits, duration of operation, duration of hospital stay, existence and duration of drain, duration of painless walk and sitting at the toilet; the effect of cigarette and alcohol consumption, existence of other illnesses, daily sitting period habits, weekly showering habits, existence and duration of drain, the material and technique used for covering the skin on complications.Observations: In both groups, cases occur for males substantially more frequently than females. A difference has not been observed between two groups with respect to age, height, BMI, cigarette and alcohol consumption, existence of additional illnesses, existence of Pylonidal sinus illness in patient's family, duration of hospital stay, existence and duration of drain, duration of hospital stay, duration to start to work, and existence of complications. The illness has been found to occur substantially more often in those who sit longer than 4 hours a day and who take a shower 3 times or less per week. In addition, patients in group 1 have been found to have shorter time to walk without pain and shorter time to sit at the toilet, with respect to those in group 2. Among 13 patients who had complications; 4 smoked cigarette, 2 drank alcohol, and 2 had additional illnesses. 11 of these patients had showers 4 or more times a week and 2 had 3 or less showers per week. 11 of these patients sit longer than 4 hours per day, 2 sit shorter than 4 hours per day. Among 13 patients with complications, 10 did not have drain, and 3 had have drain installed, 6 patients' skins were covered with prolen, 4 patients' skins were covered with rapid vicryl, and 3 with stapler.Conclusion: The observations in groups 1 and 2 did not differ with respect to gender, height, weight, BMI, cigarette and alcohol consumption, existence of Pylonidal sinus illness in the family, existence of additional illnesses, duration of complaint, duration of operation, duration of hospital stay, existence and duration of drain, time to starting work, existence of complications. The illness occurs more often for those patients who shower 3 times or less per week and inadequate personal hygiene plays and important role in the progression of the illness. The illness has been found to occur in those who sit longer than 4 hours a day and in those who have long sitting habits. Frequent showering and sitting not for long everyday can be methods of protection from Pylonidal sinus illness, although they don't not guarantee complete protection. Frequent showering habits after operation, however, have been found to increase the risk of developing complications after operation. Not having long sitting habits during the day has also been found to reduce the risk of complications. Group 1 patients have been found to sit shorter in the toilet without pain and walk shorter without pain, with respect to those in group 2. Consumption of alcohol and cigarette and existence of additional illnesses have also been found to increase the risk of the development of the illness.
Collections