Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalında Haziran 2007-Aralık 2008 tarihleri arasında izlenen akut koroner sendrom olgularının retrospektif değerlendirmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Klinik çalışmaların ışığında oluşturulmuş güncel tedavi kılavuzlarında akut koroner sendrom (AKS)'larda akut, kısa ve uzun dönemde mortalite ve morbiditeyi azaltan girişim ve tedavi yöntemleri ayrıntılı olarak önerilmektedir. Ancak, bu kılavuzlarda önerilen ilaç ve uygulamalara ait veriler tedavi rejimlerinin optimal koşullarda standardize edildiği klinik araştırmalardan elde edilen verilerdir. Gerçek klinik pratikte AKS'larda tedavi yaklaşımı ve bunların kardiyovasküler olaylara etkisine dair yeterli araştırma yoktur.Yöntem: Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Hastanesi Kardiyoloji Kliniği'ne, Haziran 2007 ile Aralık 2008 tarihleri arasında AKS tanısı ile yatırılıp tedavi edilen olguların, hastane dosya kayıtlarından, uygulanan tedavi stratejileri ve klinik verilerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi ve bu verilerin günümüze kadar geçen sürede kardiyovasküler olay gelişimine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmanın gerçek klinik uygulamayı yansıtmasını sağlamak amacıyla retrospektif yöntemin kullanılması uygun görülmüştür.Bulgular: Çalışmaya, EÜTF Kardiyoloji Anabilim Dalı'nda Haziran 2007 ile Aralık 2008 arasında AKS tanısı ile yatırılarak tedavi edilmiş olan 985 hasta alınmıştır. Olgulardan 84'ünün takip verilerine ne hastane elektronik veri kayıt sistemi ile ne de kayıtlı telefon numaralarından ulaşılamaması nedeni ile bu olgular analizden çıkarılmıştır. Analize dahil edilmiş olan hastaların tanılarına göre dağılımları; UAP tanısı almış olan 339 (%38) olgu, NSTEMİ tanısı almış olan 206 (%23) olgu ve STEMİ tanısı almış olan 356 (%39) olgu şeklindedir. Olgular demografik özelliklerine göre, hastaneye yatışlarından önce kullandıkları ilaç gruplarına göre, hastanede verilen tedavi tipine göre, laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinin kullanılma durumuna göre değerlendirilmiştir. Olguların genelinde erkek cinsiyet oranının %78,4, kadın cinsiyet oranının ise %21,6 olduğu belirlenmiştir. Hipertansiyonu, hiperlipidemisi olan, obezite risk faktörüne sahip ve daha önceden kardiyovasküler hastalık öyküsü olan olguların NSTEMİ ve UAP grubunda daha fazla oranda bulundukları saptanmıştır. Gruplar arasında beta bloker, kalsiyum kanal blokeri, ACE inhibitörü, ARB, diüretik, statin, fibrat ve nitrat grubu ilaçların hastane yatışı öncesinde kullanım oranları, UAP tanılı olgularda en yüksek oranda saptanırken, STEMİ olgularında ise en düşük oranlar kaydedilmiştir. Ekokardiyografinin; STEMİ olgularının %76,7'sinde, NSTEMİ olgularının %77,2'sinde, UAP tanılı olguların ise %47,5'inde kullanıldığı belirlendi. Koroner anjiyografinin, STEMİ olgularının %51,7'sinde, NSTEMİ olgularının %50'sinde ve UAP tanılı olguların %70,2'sinde yapıldığı belirlenmiştir. STEMİ tanısı ile yatırılan toplamda 356 olgudan 182 (%51,1)'sine trombolitik tedavi, 37 (%10,4) olguya ise birincil PKG uygulandığı saptanmıştır. Hastane içi ölüm; STEMİ olgularında %7,6, NSTEMİ olgularında %2,4, UAP olgularında ise %0,6 sıklıkta saptanmıştır. Çalışmamızda, uzun dönem mortalite değerlendirmesi için tüm tanı gruplarında, ortalama 30 aylık takip verilerine ulaşılmıştır. İzlemde ölüm, 70 (%7,8) olguda gözlendi. Tanı gruplarına göre dağıtıldığında; UAP olgularında 22 (%6,5), NSTEMİ olgularında 22 (%10,7), STEMİ olgularında 26 (%7,3) ölüm saptanmıştır. Çalışmamızda, uzun dönem sağkalım (30 aylık) ile hastane içi statin kullanımı ve taburculukta statin kullanımı arasında ilişki anlamlı bulunmamıştır (p değerleri sırasıyla 0,1 ve 0,16). Yaklaşık 30 aylık sağkalım ile, hastane içinde ACE inhibitörü/ARB kullanımı ve taburculuk sırasında ACE inhibitörü/ARB kullanımı arasındaki ilişki anlamlı bulunmuştur (p:0,007ve p:0,004). Yine aynı sürede sağkalım ile, hastane içinde beta bloker kullanımı arasında anlamlı ilişki saptanırken (p:0,01), taburculuk sırasında beta bloker kullanımının uzun dönem sağkalım ile anlamlı ilişkisi saptanmamıştır (p:0,779).Sonuç: Tek merkezli, AKS tanısı almış 901 hastayı içeren retrospektif tarama özelliğindeki çalışmamızın sonuçları, prospektif özellikte yapılmış olan GRACE veya Euro Heart Survey ACS gibi çok merkezli ve yüksek hasta sayılı çalışmaların sonuçlarıyla benzerlik göstermektedir. Intervention and treatment methods decreasing mortality and morbidity in acute coronary syndromes (ACS) in acute, short and long terms are offered in detail by updated guidelines of treatment which were written in the light of clinical studies. Nevertheless, the data on the medicine and treatment offered in these guidelines are obtained from clinical research in which optimal treatment regimes are standardized. There is not sufficient research about treatment approaches on acute coronary syndromes and their effect on cardiovascular events.Method: The aim of this study is to retrospectively assess, from the hospital records of patients, the clinical data of patients and the treatment strategies practiced on patients who were diagnosed as ACS and hospitalized and treated in the Hospital of Ege University Faculty of Medicine (EUFM) between June 2007 and December 2008, and to research the effect of these data on occurrence of cardiovascular events until today. A retrospective assesment is prefered in order to reflect the real clinical practice.Findings: 985 patients were included in the study who were diagnosed as ACS, hospitalized and treated in the Hospital of EUFM Department of Cardiology between June 2007 and December 2008. 84 of the cases were removed from the analysis because the data of patients could be reached neither through electronic patient records system of the hospital nor their telephone numbers. The categorization of the patients subjected to the analysis according to their diagnosis is as follows: 339 (38%) cases diagnosed as UAP, 206 (23%) cases diagnosed as NSTEMI, and 356 (39%) cases diagnosed as STEMI. The cases were assessed according to demographical characteristics, medicine groups which patients used before being hospitalized, type of treatment in the hospital and the condition of using laboratory and imaging methods. 78,4 % of cases were male while 21,6 % were female. It was found that cases with hypertension, hyperlipidemia, obesity risk factor, and with a history of cardiovascular disease fall into the NSTEMI and UAP groups with a larger proportion. Among the groups, the UAP diagnosed cases have the largest and the STEMI diagnosed cases have the smallest ratio of using medicine groups such as beta blocker, calcium-canal blocker, ACE inhibitor, ARB, diuretic, statin, fibrate and nitrate before being hospitalized. It was determined that echocardiography was used in 76.7 % of STEMI cases, 77.2 % of NSTEMI cases, and 47.5 % of UAP cases. It was determined that coronary angiography was used in 51.7 % of the STEMI cases, 50 % of NSTEMI cases, and 70.2 % of UAP cases. It was found that thrombolytic treatment was applied in 182 (51.1 %) of the total 356 STEMİ diagnosed cases, and primary PCI was applied in 37 (10.4 %) of the cases. In-hospital mortality was frequently encountered with a percentage of 7.6 % in STEMI cases, 2.4 % in NSTEMI cases, and 0.6 % in UAP cases. 30-months of follow-up data were obtained in all diagnosis groups for long-term mortality assessment. 70 (7.8 %) deaths were observed within the follow-up. According to diagnosis groups, death was observed in 22 (6.5 %) of UAP cases, 22 (10.7 %) of NSTEMI cases, and 26 (7.3 %) of STEMI cases. Correlation between long-term survival (30 months) and in-hospital statin usage and statin usage in discharge was not significant (p value respectively 0.1 and 0.16). Correlation between an approximate 30-months-survival and in-hospital ACE inhibitor/ARB inhibitor usage and ACE inhibitor/ARB inhibitor usage during discharge was significant (p:0.007 and p:0.004). It is also found that there was a significant correlation between survival in the same period of time and in-hospital beta blocker usage (p:0.01). There was not a significant correlation between beta blocker usage during discharge and long-term survival (p:0.779).Result: Results of the unicentral retrospective scanning study which involves 901 ACS diagnosed patients prove to be similar to the ones obtained from GRACE and Euro Heart Survey prospective studies which were carried out in multi-central environment and among outnumbered patients.
Collections