Ege bölgesi erişkin hemofili hastalarında kardiyovasküler hastalık risk faktörleri prevalansı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Hemofili tanısı olan hastalar aynı yaş grubundaki sağlıklı bireylere oranla daha az hareketli kişilerdir. Bunun en önemli nedeni kanama riski nedeniyle kontrollü hareket etme içgüdüsü ve geçirilmiş eklem kanamalarına bağlı deformitelerdir. Hemofili hastalarında hipokoagülibitenin kardiyovasküler mortalite üzerine etkisini araştıran birçok çalışma mevcuttur. Genellikle elde edilen sonuç daha düşük mortaliteye sahip oldukları şeklindedir. Fakat hipokoagülabilite ateroskleroz oluşumundan ve progresyonundan korumamaktadır. Kardiyovasküler hastalık (KVH) risk faktörlerinin yaşla birlikte arttığı bir gerçektir ve birçok çalışmada genellikle 3-4. dekattan sonrası ele alınmıştır. Ancak bilinen bir gerçek de özellikle aterosklerotik kalp hastalıkları risk faktörlerinin doğumdan itibaren gerçekleşmeye başladığıdır. Biz bu çalışmada erişkin yaş grubundaki hemofili hastalarımızın KVH risk faktörleri ve prevalansını ortaya koymayı hedefledik. Çalışma grubu; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi (EÜTFH) erişkin Hemofili Polikliniğine başvuran 20 yaş ve üstü hemofili A veya B tanılı hastalardan oluşturulmuştur. Sağlıklı kontrol grubu ise EÜTFH İç Hastalıkları polikliniğine herhangi bir yakınma ile başvurmuş olan, bilinen kronik hastalık öyküsü olmayan sağlıklı bireylerden oluşturulmuştur. Kontrol grubunun öyküsünde koroner arter hastalığı (KAH), hipertansiyon (HT), diyabetes mellitus (DM), hiperlipidemi olması dışlama kriteri olarak alınmıştır. Toplam 66 hemofili A veya B ve dışlama kriterlerine uyan 21 sağlıklı gönüllüye boy, kilo (kg), vücut kitle indeksi (VKİ), Bel çevresi ölçümü, kan basıncı ölçümü yapıldı. Serum total kolesterol, LDL -kolesterol, HDL- kolesterol, Trigliserid (TG), açlık kan glukozu, glikolize hemoglobin( HbA1c), yüksek duyarlıklı C-reaktif protein (hsCRP) düzeyleri bakıldı. Özgeçmişlerinde risk oluşturabilecek hastalıklar veya alışkanlıklar (sigara gibi) ile soy geçmişlerinde KVH öyküleri birlikte değerlendirildi. Sonuç olarak hemofili hastalarında kan basıncı, TG, açlık glukozu, VKİ, HbA1c, hsCRP, bel çevresi daha yüksek bulunmuştur. VKİ ve bel çevresindeki fark istatistiksel olarak da anlamlıdır. HDL kolesterol de beklendiği gibi hasta grubunda daha düşük bulunmuştur ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır. Özgeçmişinde HT bulunan 7 hasta varken çalışma sonucunda toplam 17 hastada HT saptanmıştır (%25.7). Özgeçmişinde DM tanısı olan 6 hasta varken çalışma sonucunda 6 hastada DM (%9.09), 14 hastada bozulmuş açlık glukozu (BAG)(%21.2) saptanmıştır. Bu çalışma Ege Bölgesinde yaşayan erişkin hemofili hastalarındaki KVH risk faktörleri ve prevalansını ortaya koymuş ve riskli grubu erken fark edip önlem alma veya tedavi ile morbidite ve mortaliteyi azaltmamıza da olanak sağlamıştır. Many previous research tested the hypothesis that hypocoagulability may reduce cardiovascular mortality in haemophilia patients. Logically, hypocoagulability in these patients is not preventive for developing and progression of atherosclerotic plaques. In this study, we aimed to compare prevalence of cardiovascular risk factors between haemophilia patients and healthy controls. The study population included the patients admitted to Ege University Adult Haemophilia Department and diagnosed as haemophilia . Control population included the healty subjects admitted to outpatient clinic with nonspesific symptoms and had no detected disease. Excluding criteria were having coronary artery disease, hypertension, diabetes mellitus or hyperlipidemia in medical history for the control group.Serum lipid levels, height, weight, body mass index, blood pressure, fasting glucose, glycated haemoglobin, high sensitive C-Reactive Protein levels were researched in 66 haemophilia patients and 21 healthy controls. Their medical history and family history were also researched for any clue for the risk of cardiovascular disease. As a result patient group had higher hsCRP, triglycerides, fasting glucose, glycated haemoglobin levels and higher body mass index, waist circumference measurement and higher arterial tension; lower HDL-cholesterol levels and finally the difference between body mass index, waist circumference measurement and HDL-cholesterol values were statistically significant.This study shows the cardiovascular risk factors of haemophilia patients and provides to take precautions for the risk groups to decrease the mortality and morbidity.
Collections