After deindustrialization, in the midst of urban transformation: The case of Paşabahçe
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma sanayisizleşmeye sarsıcı bir toplumsal değişim olarak tanıklık eden ve neoliberal kentleşmenin hız kazanması sonucu yerinden edilme tehdidiyle karşı karşıya kalan Paşabahçe semtini inceliyor. Semtin spesifik karakteristiği geçmişte bir mavi yakalı havzası olmasıydı, öyle ki bir zamanlar fabrika işçisi nesiller toplumsal ve ekonomik yaşamda kendine yeter ve bütünleşmiş bir mekanın üretiminin omurgasını oluşturmuşlardı. Ancak sanayisizleşmenin çalışma hayatındaki anlamı spesifik bir uğraş olarak fabrika işçisi olma halinin sonlanması ve çoğul, parçalanmış, hatta aşağılayıcı iş pozisyonlarının yaygınlık kazanmasıydı. İnsanları bu iş ortamında çalışmak durumunda bırakan işsizlik baskısıydı. Bu bağlamda, fabrika işçilerinin hikayeleri topluluğun ve mekanın dağılması ve yenilgisi üzerineydi, zira fabrikaların kapatılması ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda mekanın çözülüşü olarak deneyimlenmişti. Mekan ve sakinleri kendilerini, fabrika binalarının yıkıntıları ile baş başa kalmış, yeni kentsel siyasetin düzenlemelerinden kendi paylarına düşeni bekler bir halde buldular. Çünkü kentleşmenin artık geçmişte kalan fordist aşamasına uzanan bölgedeki mekanın üretimi fabrikaların kapanması ile fuzuli hale geldi. Buna eşzamanlı olarak güvenlikli siteler bölgenin yüksek tepelerinde gelişmekte, kentsel dönüşüm projeleri devreye girmekte, yani Paşabahçe'nin kentsel dokusu bütünlüklü bir dönüşüm süreci içerisine sürüklenmekteydi. Bu bağlamda, bu çalışma bölge sakinlerinin mülksüzleşme olarak algıladıkları bu önemli dönüşümlerin nasıl deneyimlendiğine odaklanmaktadır. Semtin kötüleşen durumunu gözlemleyen sakinler, bu süreçte devreye giren sınıf stratejilerine dair bir tür eleştirel farkındalık kazanmış görünmekteler. Bu durumdan hareketle çalışma, insanların bu yerinden etme sürecine verdikleri tepkileri, kullandıkları araçları ve ortaya koydukları direniş ile dayanışmanın sınırlarını da incelemektedir. Yaşa ve göçe dayalı farklı kuşaklar arasındaki yarılma önemli bir belirleyici etkendir. Göçmen fabrika işçileri kuşağı ve onların yakın topluluğu farklı bir repertuara ve farklı bir ?geçmiş algısına? sahiptir. Bu sebeple sürekli bir yerinden edilme tehdidi altındayken ?geçmişi çağırma?larının, yeni türden bir örgütlenmeye katkıda bulunma potansiyeli göz önünde bulundurmalıdır; zira sürecin ucu acıktır. This study scrutinizes Paşabahçe borough which had witnessed deindustrialization as a prominent social change and came to be threatened with displacement due to the rise of neoliberal urbanism. The specific characteristic of the district has been that once it was a blue-collar worker basin where generations of factory workers were the main current in the production of a self-sufficient and integrated space in its social and economic life. However, in the realm of working life, deindustrialization meant the end of the specific occupation of being a factory worker and the appearance of multiple, fragmented, and even derogatory job positions. The people are kept in this working life by the pressure of unemployment. In this context, the stories of the factory workers were about decline, dispersal, and defeat of the community and place, since plant-closures were experienced as dissolution of place in economic, social, and cultural means. The place and its inhabitants have been left with the ruins of the factory buildings waiting their arrangement in the new urban politics, since the production of space in the district that dated back to the fordist phase of urbanization became superfluous with plant-closings. Concurrently, the urban fabric of Paşabahçe has been in the process of a complete transformation, as the gated communities have been developing at the higher elevations and urban transformation projects has been stepped in. In this context, this study concentrates on the experience of these prominent changes in which the inhabitants perceive dispossession. As the plight of the borough has been observed, people seem to gain a kind of critical awareness on the class strategies operating in this process. Correspondingly, this study also examines the response of people to this dislocating process and their means and limits of solidarity and resistance. The appearance of a rupture between generations according to age and migration is an important determining factor. The generation of migrant factory workers and their close community have different repertoire of events and different ?sense of past.? Thus, their ?appeal to past? under the constant threat of displacement should be considered with its potential contributive effect to a novel organization, yet, the process is open.
Collections