Problematizing woman: past and present
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
IV ÖZET Batı kültür tarihi boyunca, kadınların erkek-egemen toplumlarca ezilmesi geleneksel olarak erkeklerin üstün cins oldukları tezine dayandırılmıştır. Erkek-egemen, ataerkil düzenin bütün kurum ve söylemlerince kadın erkeklerlerle bağdaştırılan tüm üstün sıfatlara karşıt olarak `zayıf, `edilgen`, `duygusal` ve `başka` diye tanımlanır. Feminizm ise Batı'da, kadınların hem toplum içersindeki yerlerini geliştirmeyi hem de onlara özgürlüklerini kazandırmayı amaçlayan düşünsel ve politik bir hareket olarak ortaya çıkar. Feministleri başlıca iki guruba ayırmak mümkündür. İlk gurup feministler cinsler arasındaki temel benzerliklere dayanarak eşitliği savunurken, ikinci guruptakiler eşitliğin cinsler arası farklılıklar gözetilerek de gerçekleştirilebileceğini öne sürerler. Günümüzde oldukça ön planda olan feminist yaklaşımlar da bu gruplandırma yoluyla açıklanabilir. Ancak çağımız feministleri görüşlerini etkili biçimde ortaya koymak isterken birbirlerinden farklı yöntemler uygulamaktadırlar. Örneğin postmodern yöntemleri benimseyen feministler postmodern teorinin belli başlı tezlerini geleneksel erkek-egemen ideolojiyi sorgulamak ve yapısını çözmek (deconstruct) amacıyla kullanırlar. Michele Roberts ve Jeanette Winterson ataerkil toplumların kadınları nasıl baskı altında tuttuğunu ve kadın gerçeklerini ne ölçüde saptırdığını dile getiren son dönem postmodern romancılardandır. Bu romancılar The Wild Girl ve Sexing the Cherry adlı romanlarında kadın bilincini ortaya çıkaran ve tarih, din ve sanat geleneği gibi erkek-egemen söylemleri sorgulayan alternatif öyküler sunarlar. Ayrıca bu romanlar benzerlik üzerine kurulu feminist görüş ile farklılığı savunan feminist görüşün erkek-egemen düzene karşı nasıl eşit derecede etkili olabileceğini ortaya koyarlar. III ABSTRACT Throughout the history of Western culture, traditional arguments of masculine supremacy have been used in justifying the subordination of women in patriarchal societies. Feminism develops as an intellectual mode and a political movement in reaction to this attitude. It seeks to achieve women's liberation and consequently to improve their status in the society. It is possible to divide feminists into two broad groups: those advocating equality for women basing their arguments on the essential similarity of sexes and those arguing for their natural difference but social equality. While this distinction holds true for contemporary feminists as well, further divisions are now observed, however, among them in relation to the different views about the strategies to be employed in the achievement of their purposes. One such feminist approach, for example, underlines the importance of using postmodern arguments and artistic products in challenging and deconstructing traditional patriarchal discourses that claim to define women. Michele Roberts and Jeanette Winterson are among the contemporary British novelists who, through postmodern fiction, try to display the subversive and restrictive role attributed to women in male-dominant societies. In their respective novels The Wild Girl and Sexing the Cherry they foreground a basically female consciousness and challenge patriarchal discourses such as history, religion and artistic conventions. Moreover, these two novels are interesting in that, in their different ways, they are good examples of how similarity feminism and difference feminism can offer alternative meanings and attitudes to patriarchy.
Collections