Disabled lives and inaccessible socio-spatialities: The case of Saraçlar Street in Edirne
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez yürüme sorunu olan insanların deneyimleri üzerinde erişilebilir olmayan mekân düzenlemelerinin etkisini analiz eder. Çalışmanın amacı erişimsiz mekânların üretilme sürecine katkı sağlayan ekonomik ve sosyal unsurlar ile yürüme sorunu olan insanların bu süreçte nasıl bir güce sahip olduğunu anlamayı amaçlar. Bu güç sadece kişisel hikâyeler üzerinden anlaşılamaz aynı zamanda toplumsal dinamiklerle ilişkilendirilerek değerlendirilmelidir. Engellilik sakatlığın fiziksel durumundan ayrı olarak toplumsal bir ayrımcılık alanı olarak tanımlanmalıdır. Araştırmada bu noktalar küçük bir şehrin ana caddesi olan Saraçlar Caddesi örneği üzerinden tartışılmıştır.Saraçlar Caddesi, Edirne'de ki birçok aktivitenin tek alternatifi olması dolayısıyla yaşayanların birçok talebine cevap verme potansiyeline sahiptir. Bu sınırlı kamusal alanda ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri de yansıtan mekânsal çatışmalar devam etmektedir. Emlak ekonomisine uygun olarak cadde ekonomik güce, kültürel değere ve sayı çokluğuna sahip rutin `müşterilerin' talepleri doğrultusunda (tekrar) üretilir. Yürüme sorunu olan engelliler cadde mekanını erişilebilir olarak dönüştürmek için gerekli olan mekansal dahil edilmeden, kültürel değerden, sayı çokluğundan ve ekonomik güçten yoksundur. Sonuç olarak, erişilebilirliğin caddede uygulanması önceliğe sahip değildir ve bu durum cadde üzerinde engelli insanları daha da görünmez kılar. Bu çalışma bu kısır döngünü örneklendirerek gösterir ve erişilebilirliğin, yürüme sorunu olan insanların hayatlarındakini önemini vurgular.Türkiye'de yaşanan engellilik deneyimi odaksız bir birliktelikten kendine özgü hedefleri olan sosyal bir hareket haline dönüşmektedir. Şu anda hak talep etme çerçevesiyle ülke çapında aktif olarak çalışan sivil toplum örgütleri bulunmaktadır. Özürlüler Araştırması'nın çıktıları ve Özürlüler Kanunu'nun kabul edilmesi bu gruplara mevcut şartlara karşı çıkmalarını sağlayacak politik sesi sağlamıştır. Erişilebilirliği talep etmek, bazı dünya örneklerinde olduğu gibi, Türkiye'de yükselmekte olan bu hareket için de güçlendirici bir strateji olabilir. Bu çalışma, bu alan için gerekli somut bilgiyi ve pratik anlayışı sağlar. This thesis analyzes the effects of inaccessible spatial organization on experiences of people with walking problems. It aims to understand the economic and social origins of how inaccessible space is (re)produced and what kind of power do people with walking problems have in this process. Their power cannot be analyzed merely through personal stories but must be evaluated in relation to the dynamics of society. Basically, disability is separated from the physical actuality of impairment and redefined as a socially constructed field of discrimination. In this research, these are discussed within an exemplary case at Saraçlar Street, the central core of a small city.Saraçlar Street has the potential to respond various demands of inhabitants in terms of being the only alternative for various activities in Edirne. In this limited public space, there are continuous spatial struggles which reflect inequalities of economic and social relations. In concert with the land economy, the street is mostly (re)produced according to the demands of routine `consumers? who have the economic power, a set of cultural value or largeness in number. People with walking problems are deprived of the basic means of spatial inclusion, cultural value, population and economic power for transforming the street space convenient to their requirements. As a result, implementation of accessibility has no priority while leading to further invisibility of disabled people on the street. This study demonstrates an exemplary vicious cycle and underlines the significance of accessibility for the lives of people with walking problems.Basically, there is a social transition in Turkey disability experience from a general and loosely united collectivity to a social movement with specific focuses. Currently there are active, country-wide NGOs working within a rights claiming perspective. The results of Turkey Disability Survey and the enactment of Law on Disabled Persons also provided them the political voice to be conflictful about the existing conditions. I argue that claiming accessibility, as it is in some world-wide examples, might be an empowering strategy for the rising movement in Turkey. This study indicates the material knowledge and practical understanding to this field.
Collections