The human rights perspectives of two human rights organizations: Mazlumder and İHD
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye'de sivil toplum tartışmalarının önemli bir parçasını, insan hakları konusuoluşturuyor. Türkiye'de insan haklarının gelişimine baktığımız zaman, devletin baskıcı tutumu, 1980 öncesi dönemde insan hakları hareketlerini kontrol altında tutmuştur. 1980 sonrası dönemde ise, askeri darbe ile hapse atılan çok sayıda kişinin olmasının ve bu mahkûmlara yönelik yapılan işkence ve şiddet olaylarının etkisiyle insan hakları konusu devleti daha zor durumlara sokmuş ve üstündeki baskıyı artırmıştır. Ayrıca, Türkiye'nin insan hakları konusundaki kötü sicili, birçok ulusal ve uluslararası örgutler ve medya tarafından yayımlanan raporlar hükümetin üstünde önemli bir baskı unsuru oluşturmuştur.1980 sonrasında, devletin Atatürkçü, çağdaş ve toplayıcı kimliğine karşı gelinmiş ve farklı gruplar tarafından çeşitli sosyal ve kültürel kimliklerin ifadeleri yer bulmuştur. Bu karşı gelmeler iki başlık altında toplanabilir: Kürt milliyetçiliği ve siyasi İslam.Bu iki muhalif hareket üzerine devlet tarafından ağır insan hakları ihlalleri işlenmiştir ve bu ihlaller sonucunda mağdur insanların haklarını korumak için çeşitli sivil toplum örgütleri kurulmuştur. Sonuç olarak, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum-Der, ki bu iki örgütün insan hakları mücadelesinin gelişmesinde sırasıyla Kürt nüfusu ve siyasal İslam ile ilgili alanlardaki insan hakları ihlalleri önemli bir yere sahiptir, kurulmuştur.Bu tartışmalar ışığında, bu çalışma bu iki kuruluşun insan hakları perspektiflerini kültürel görelilik ve evrensellik üzerinden karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Çalışma, kuruluşların insan hakları perspektiflerini belirlerken, hangi nedenlerden motive olduğunu ortaya çıkarmayı da amaçlamaktadır. Bu yapılırken, çalışma başlıca eşcinsellik, başörtüsü ve Kürt sorunu konularında yoğunlaşacaktır. An important part of the increasing debates about the civil society in Turkey has been the human rights issue. The repressive attitudes of Turkish state dominated human rights movements in the pre-1980 period. In the post-1980 era with the impact of large number of prisoners of 1980 military coup and torture and violence against these prisoners, the issues related to human rights challenged Turkish state and its actions more often. Moreover, the failures of Turkey on human rights, and the reports published by several international and national organizations and media have increased the pressure on the national government.After 1980, the Ataturkist, modern, and totalizing identity of the state was also challenged and the expressions of various social and cultural identities by different groups were experienced. These challenges can be classified under two titles: Kurdish nationalism and political Islam.Severe human rights violations were committed by the state on these two opposition movements and as a result of these violations, several civil society organizations were established to protect the rigths of these people. Consequently İHD (Human Rights Association) and Mazlum-Der were established (Association for Human Rights and Solidarity for the Oppressed People), which are mainly descendants of debates related to violations against Kurdish population and political Islam.In the light of these discussions, this study aims to compare the human rights perspectives of these two civil society organizations over cultural relativism and universalism. It also aims to discover the reasons of what motivates these associations when they are shaping their human rights perspectives. While doing this, this study will mainly concentrate on the issues of homosexuality, headscarf and the Kurdish question.
Collections