The historical interaction of the city with its mahalles: Ottoman Edirne in the late seventeenth and early eighteenth centuries
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, Osmanlıların ikinci başkenti olan Edirne şehrinin 1700'lerdeki mekânsal, demografik ve sosyo-ekonomik yapısını incelemektedir. Tezin ana amacı, Osmanlı şehrini, Edirne mahallelerini merkeze alarak anlamaya çalışmaktır. Böylece şehrin, mimari, demografik ve sosyo-ekonomik yapıları gibi farklı düzlemlerini -şehre ilişkisel yaklaşımın da verdiği imkan ile- eş zamanlı ve sosyal mekan temelinde çalışmak mümkün olmuştur. Avârız ve kefâlet sayımları gibi arşiv kaynakları, hiyerarşik kümeleme, mütekabiliyet analizi gibi niceliksel metotlar ve GIS (Coğrafi Bilgi Sistemeleri) gibi harita uygulamaları ile yorumlanmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada tek bir şehir, yeni yöntemler kullanılarak etraflıca çalışılmış ve gelecekte başka şehirler ile sosyo-ekonomik ve topografik özellikler çerçevesinde yapılabilecek mukayeseli bir çalışmanın zemini oluşturulmuştur. Arşiv kaynaklarında kişilerle ilgili verilen unvan, meslek, dini-etnik aidiyet, cinsiyet ve mülkiyet durumları gibi nitelikler şehir mekanı temelinde yorumlanmış ve şehirdeki mekânsal komşuluklar-ilişkiler, bu niteliklerin ayırtedici yanları ortaya konularak adeta şehrin ekolojik tasviri yapılmıştır. Başka bir ifadeyle, bu niteliklerin mahalle düzleminde nasıl yoğunlaştıkları ve mahallelerin bu niteliklere göre nasıl farklılaştığı keşfedilmiştir. Bununla irtibatlı olarak mahallelerin çoklu tanımlar elde edebildiği ve diğer mahalleler ile alışılagelmiş semt gibi tasniflerden farklı olarak niteliksel komşuluklar yoluyla gruplaşabildikleri görülmüştür. İlaveten, Edirne'de 1686 ile 1703 arasında oluşan bazı değişimler çeşitli nitelikler dikkate alarak izlenebilmiştir. Bu da bize, şehirde neyin değişip değişmediğini görebilme ve dönemin genel tarihsel bağlamını daha iyi değerlendirme noktasında büyük bir imkan sunmuştur. Ayrıca, tarihsel çalışmaların en önemli meselelerinden olan süreklilik ve süreksizliklerin keşfi ya da iki zaman arasındaki değişimin istikametini çalışma zorluklarını aşma hususunda da ilişkisel yöntem böylce bize bir ipucu sunmuştur. This study analyzes the spatial, demographic, and socio-economic structures of Edirne –the second capital of the Ottomans- in the 1700s. The main aim of this dissertation is to understand the Ottoman city in the case of Edirne (Adrianople), taking its mahalles as the main unit of analysis. In doing this, I, based on a relational approach to the city, examine different layers of city life simultaneously, e.g. its physical, demographic, and socio-economic structures on the basis of the socio-spatial dimension of the mahalle. I analyze the primary sources such as avârız and kefâlet (surety) registers of Edirne through quantitative methods including hierarchical clustering, correspondence analysis and through GIS (Geographic Information Systems) applications.In this study, I focus on a single city and study it in a detailed manner with a methodology through which I will be able to, in the future, compare its socio-economic and topographic structures and historical development with those of other cities. I try to interpret the attributes derived from the archival sources, such as titles, occupations, ethno-religious identities, gender, and properties of the people in relation to the city spaces and to describe the ecological position of the city by focusing on the spatial neighborliness/conjunctions or distinctiveness of these attributes. In other words, I was able to reveal how these attributes concentrate at the mahalle level and how mahalles differ in terms of these attributes. Accordingly, mahalles got multi-definitions constituting certain zones or sectors with other mahalles on the basis of qualitative resemblance to each other different than the conventional districts (semt) defined by on the basis of topographical neighbourhood. Besides, I was also able to visualize the change undergone by the city of Edirne in two different periods –1686 and 1703 – via different attribute profiles in two successive phases. This was an opportunity both to see what changed in the city and what did not and to interpret the interaction of the inner changes with the general historical context of the period under study. In this way, important developments were actualized in the relational methodology regarding the problem of following continuity, discontinuity and the change routes of different time series (sequences), which is among the most important methodological problems of historical studies.
Collections