The performance of national innovation systems during the global crisis: A cross-country analysis

Abstract

2007 krizi sonrası, bilgi ve iletişim teknolojilerinin de yaygınlaşmasıyla beraber sürdürülebilir büyümenin ana faktörü sermaye birikiminde inovasyona ve bilgi odaklı ekonomi olmaya kaymıştır. Bilgi ve inovasyon üzerindeki bu odaklanma, ülkeleri ve bölgeleri ulusal ve bölgesel inovasyon stratejileri ve planları yaparak kısıtlı kaynakları verimli kullanmaya ve inovasyonun ekonomik ve sosyal refah üzerindeki katma değerini artırmaya yönlendirmiştir. Bu çalışmanın amacı girdi odaklı sabit getirili ve girdi odaklı değişken getirili veri zarflama tekniği ve iki ayrı model ile 58 ülkenin global kriz dönemi olan 2007-2012 yılları arasındaki ulusal inovasyon verimliliğini ölçümlemektedir. Yapılan ampirik çalışmalar göstermektedir ki 2007 finansal krizinin etkileri temel modelde 2008 yılında, zaman gecikmesinin olduğu modelde de 2009 yılında ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak, ülkeleri GSMH ve kişi başına düşen milli gelire göre gruplandırarak yaptığımız çalışmalar inovasyon verimliliği sonuçlarında farklılıklar göstermiştir. Bu bulgu veri zarflama analizinin karşılaştırmalı sonuçlar verdiğini kanıtlamaktadır. Son olarak , bu çalışma gayri safi milli hasılanın ya da kişi başına düşen gelirin büyüklüğü beraberinde inovasyon verimliliğini getirmediğini göstermiştir

After the 2007 financial crisis and with the rise of information and communication technologies, the main driver of sustainable growth shifted from capital accumulation to innovation driven and knowledge based economy. This focus on knowledge and innovation lead countries' and regions to constitute innovation strategies and plans in order to use scarce resources efficiently and maximize the value added by innovation to economic and social welfare. In this study, two alternative models with two different approaches of Data Envelopment Analysis (DEA) under two different specifications (input-oriented and output-oriented) are utilized to trace innovation performance across 58 countries during the global crisis period from 2007 to 2012.The empirical evidence reveals the negative effects of 2008 crisis are reflected to innovation efficiencies of countries in 2008 in the base model and 2009 in the lag model. In addition, grouping countries according to their GDP and GDP per capita and implementing two different models prove that there could be differences in the innovation efficiency results since DEA model shows the innovation efficiency in comparison with the other countries' efficiency. Lastly, with the data it is proven that higher GDP or higher GDP per capita do not lead to high innovation efficiency.