A philosophical interpretation of the unconscious in light of Wilfrid Sellars` reasons – causes dichotomy
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Wilfrid Sellars, bilginin, doğa ve bilen zihin arasında gerçekleşen doğrudan ve doğal bir sebep – sonuç ilişkisi neticesinde meydana gelemeyeceğini ortaya koyarak `doğa ve zihin` problemine yeni bir boyut getirmiştir. Bilgi ve bilme söz konusu olduğunda, ontolojik farkların belirleyici olmadığını öne sürmüş, zihin ve doğa ikiliği olarak ifade edilen kavramsal ayrımı yeniden tanımlamıştır. Bilmeye dair (epistemik) olanın karakteristik özelliğini anlamlılık ve mantıksal/çıkarımsal gerekçelilikten doğan normativite olarak tanımlamış; bunun dışında kalanları ise, epistemik olmayan, mantıksal gerekçelilik taşımayan, doğal, fiziksel sebep – sonuç ilişkileri içinde meydana gelen kendiliğinden oluşumlar olarak nitelendirmiştir. Bu tanımını, anlam dünyası olarak da niteleyebileceğimiz mantıksal gerekçeler düzlemi ile, doğal sebepler düzlemi olarak somutlaştırmıştır. Bu iki düzlemi birbirinden niteliksel olarak farklı, ve mantıksal olarak bağımsız iki ayrı alan olarak kavramsallaştırmıştır. Bu tezin temel amacı, Sigmund Freud'un psikanaliz teorisi içerisinde tanımladığı bilinçaltı kavramının, Sellars'ın mantıksal gerekçeler ve doğal sebepler ayrımı açısından çelişki teşkil edip etmediğini araştırmaktır. Bu bağlamda Wilfred Bion'un düşünme kapasitesinin gelişimini açıkladığı psikanalitik teorisi, Sellars'ın ortaya koyduğu ayrım çerçevesinde değerlendirilmektedir. Araştırmanın sonucunda, mantıksal gerekçeler düzleminin bilinçli kabullenmelerden ibaret olmadığı, bilinçaltını da kapsadığı savunulmaktadır. Bu tezin koşulu ise, anlamın, öznenin kendini bağlamak durumunda kaldığı, geçerliliğini bireyler arası ortak paylaşımdan alan dışsal bir gerçeklik olmasıdır. Anlamın özne için bağlayıcı olabilmesi için, bilinç düzeyinde bir farkındalık şart değildir, mantıksal neden – sonuç ilişkilerine dair bir farkındalık yeterlidir. Özneyi bağlayan bu mantıksal semantik yükümlülük, öznenin bilinç düzeyindeki kabullenmesinden doğan yükümlülükten ayrıştırılabilirse, düşüncelerin bastırılması olgusu (represyon) da Sellars'ın ortaya koyduğu çerçeve ile tutarlı olarak yorumlanabilir. Wilfrid Sellars' contribution to the nature versus intellect problem is to challenge the idea that knowledge involves a causal relation between nature and intellect. He transformed the distinction by showing that ontological differences are not relevant as far as knowledge is concerned. Instead, he identified the distinctive feature of the epistemic as normativity in terms of logical-inferential liability, as opposed to the non-epistemic, which is neutral, natural, causal. He epitomized this idea in his distinction of the logical space of reasons versus the material space of causes. I aim to investigate the challenge posed by Sigmund Freud's psychoanalytic framework of the unconscious to Sellars' framework, in terms of the space of reasons - space of causes distinction. Specifically, I evaluate Wilfred Bion's psychoanalytic account of the development of thinking, and apply Sellars' framework to Bion's theories. As a result of my analysis, I argue that the logical space of reasons is not limited to conscious endorsements, and that it involves the unconscious as well. This would be possible if we take meaning as an external, inter-subjective reality that the subject has to commit to. Conscious awareness is not required for a subject's commitment to the meaning of content, propositional awareness is sufficient. If commitment can be differentiated from endorsement, the phenomenon of repression can be logically consistent with this framework.
Collections