Reading modernity in India: the practice of widow - burning in the light of nineteenth and twentieth century debates
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, Hindistan'da dul kadınların, eşlerinin cenaze töreninde kendilerini yakma pratiğini, bu konudaki tartışmaların zirvede olduğu ondokuzuncu yüzyıl bağlamında incelemektedir. İkincil kaynaklara dayanarak, İngiliz yönetiminin bu kültürel suçu nasıl algıladığı ve bununla başa çıkmak için hangi stratejileri geliştirdiklerini anlamaya çalışmaktadır. Çalışma, İngiliz yetkililerin cinsel şiddet içeren 'tecavüz' ve 'fuhuş' gibi yaygın formlara daha az dikkat çekmesini öne çıkararak, bunun yerine nasıl 'eş yakma', 'kız bebeği öldürme' ve 'çeyiz yüzünden ölüm' gibi belirgin kültürel suçlara odaklandığını göstermeye çalışır. Burada, Hindistan'da bu sorunun yasallaştırılması sürecine dikkat çekmek gerekir. Bir yandan, tanıkların anlatıları sömürgeci iktidarın 'kanunu', 'farklılaştırıcı bir kural' oluşturmak için nasıl kullandığını göstermektedir. Öte yandan, kolonyal ve postkolonyal sati vakaları karşılaştırıldığında açıkça görülen tam da çağdaş sati tartışmalarının, sati meselesine kolonyal yaklaşımın daha büyük bir söylemin parçası olmuş olmasını dikkate alması gerektiğidir. Tarihi belgeler ve Roop Kanwar adı verilen bir yakın dönem sati vakasına dayanarak, bu çalışma, kadınların bedeni üzerinde tartışmaları incelemenin Hindistan'daki modernlik deneyimini anlamakta nasıl faydalı olabileceğini göstermeyi amaçlamaktadır. Kolonyal ve post-kolonyal sati tartışmalarına yorum getirmek, modernitenin Hindistan'daki sömürgeci uygulamalara nasıl şekil verdiğini açıkça ortaya koymaktadır. This study examines the practice of burning-wives in colonial India during the nineteenth century, when the debate over abolishing it was at its peak. Based on secondary sources, it tries to understand how the British rule perceived this cultural crime and developed strategies for dealing with it. Putting forward that British authorities paid less attention to common forms of gender violence such as 'rape' and 'prostitution', the study attempts to show how they focused instead on culturally specific crimes, such as 'burning-wives', 'female infanticide' and 'dowry death'. Here, one should call attention to the process of codification of these issues in India. On the one hand, witness narratives show how the colonial power uses 'law' in order to constitute a 'rule of difference'. On the other, however, once the colonial and 'post-colonial' cases of suttee are compared, one clearly sees that the colonial approach to the issue of suttee is part of a grand discourse, which contemporary suttee debates must take into account. Based on historical documentation and a contemporary suttee case called Roop Kanwar, the study aims at showing how examining debates over women's body can be useful in understanding the experience of modernity in India. An interpretation of colonial and post-colonial suttee debates clearly reveals how modernity shaped colonial practices in India.
Collections