Hukuk devleti açısından idari yargıda hak arama özgürlüğü ve sınırları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bir toplum ve devlet düzeni içinde yaşamanın doğal sonucu olarak bireyler, Devlet organ ve makamlarıyla sürekli bir ilişki içerisinde bulunmaktadırlar. Bu dikey ilişkilerde de, her türlü ilişkide olduğu gibi, hak ihlalleri meydana gelebilmektedir. Bir devletin, hukuk devleti niteliğine sahip sayılabilmesinin en önemli koşullarından birisi de, meydana gelebilecek bu hak ihlallerine karşı hak arama yollarını tanımış ve göstermiş olmasıdır. Hak arama özgürlüğü, aynı zamanda; toplumsal barışı güçlendiren faktörlerden biri olarak görülmekle birlikte, bireyin adaleti bulma, hakkı olanı elde etme ve haksızlığı giderme uğraşının uygar bir yöntemidir. Hak arama yollan olarak; yargısal başvuru yolu dışında, idari ve siyasi başvuru yollan da önemli olmakla birlikte, yargısal başvuru ve denetim yolu hukuk devleti ilkesinin diğer öğelerinin güvencesini oluşturan temel bir öğedir. Gerçekten de, Devlet organ ve makamlarının yetkilerini kötüye kullanmalan olasılığı ve olgusu karşısında, yönetilenleri bu keyfilikten kurtarabilmek için idari ve siyasi denetim yollarının yetersizliğinin tecrübe edilmesi sonucundadır ki, yargısal başvuru ve denetim yolunun tanınmasına gerek duyulmuştur. Hak arama özgürlüğü ve dolayısıyla, yürütme ve İdarenin yargısal denetim konusunda karşılaşılan güçlük ve sınırlamalar Ülkemizde hep olagelmiştir. Bu tür engel ve sınırlamalar ya yargı yerlerinin kendileri tarafından yapılmıştır, ya da daha büyük ölçüde olmak üzere Yasama ve/veya Yürütme organlan tarafından getirilmiştir. İdari yargıda hak arama özgürlüğü konusunda karşılaşılan güçlük ve sınırlamalann konu alındığı ve üç bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde; genel olarak hak arama özgürlüğü ve hukuk devletinin gereklerine değindikten sonra, ikinci ve üçüncü bölümlerde; idari yargıda hak arama özgürlüğünün normatif ve içtihadi sınırlan üzerinde durmuş bulunuyoruz. As an usual result of living in a community and in a state order, individuals are inevitably in continuous connections with state organs and its authorities. In this vertical relations, like in all other kind, rights may be violated. If a state claims that it is governed by the rule of law, then, it has to recognize and to provide the right to an effective remedy for the alleged violation of rights, which is one of the most important quality of the rule of law. While freedom to claim rights might be regarded as a factor which strengthens the community peace, it is also a civilised method which entitles individuals to access to justice and therefore, to get his/her rights and to obtain redress. Although, the administrative and political remedies may be considered as significiant, judicial remedies and control unquestionably take predecence over them since it guarantees the other components of the rule of law. Indeed, taking into account the possibility and the fact that state organs and authorities may abuse their power and after having experienced the inadequacy of administrative and political supervision, recognition of judicial remedies and judicial review has been regarded necessary in order to protect individual against the arbitrary use of authority. The difficulties and restrictions imposed on the right to claim rights and so, on the supervision of executive and administrative organs by judicial authorities have been always present in Turkish legal system. Such obstacles and restrictions have been introduced either by judicial authorities or by parliament and executive organs in a considerable large scale. In this study, present problems and obstacles observed with regard to the right to claim rights in administrative justice are considered. In the first chapter, the right to claim rights and the qualities of the rule of law have been examined in general. In the second and third chapter, the normative and jurisprudential limitations of the right to claim rights in administrative justice have been discussed in detail.
Collections