Lösemilerde tedavi öncesi ve relaps dönemlerin kemoterapik duyarlılığı MDR-1 (P-glikoprotein) ve MRP-1 (multidrug resistance associated protein) düzeyleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Çoğul ilaç direnci birbirinden etki mekanizması ve yapısal olarak farklılık gösteren bir çok bileşiğe karşı cevapsızlığı tanımlayan fenomendir. Akut lösemilerde ilaçlara direnç tedavideki başarıyı sınırlayan önemli bir faktördür. Lösemilerde çeşitli ilaç direnci mekanizmalarını araştıran çalışmaların yanında hücreleri in vitro ilaçlarla karşılaştırıp hassasiyetlerini değerlendiren çalışmalar da yapılmaktadır. Çalışmamızda MTT metodunu standardize etmek için önce daunorubicin, idarubicin, doxorubicin, prednisolon, vincristine, etoposide, L-asparaginase, mitoksantrone, cytosine arabinoside ve methotrexate ilaçları ile P-gp(-) kemosensitif standart kontrol hücre dizisi K562 ve P-gp (+) çoğul ilaç dirençli standart hücre dizisi K562/DOX kullanıldı. Metodun ilaç hassasiyetini ölçmekteki geçerliliği bu hücre dizilerinde gösterildikten sonra aynı metod 10 çocuk, 13 yetişkin toplam 23 hastada uygulandı. Sonuçlara göre çizilen grafiklerden LD30, LD50, LDao değerleri hesaplandı. Hastaların in vivo remisyona girmeleri plazmada bulunan maksimum ilaç konsantrasyonlarına göre in vitro değerleri ile korele edildi. İn vivo-in vitro sonuçları uyumlu bulunan hastaların yanında in vivo olarak tedaviye cevap vermiş fakat in vitro çalışmada dirençli bulunan hasta sonuçları da mevcuttu. Bunun nedeni olarak hastalarda kullanılan ilaçların arasında sinerji olması ve bu sinerjinin in vitro olarak test edilmemesi, cryopreservation'un neden olabileceği uyumsuzluk ve doğrudan sitotoksisite dışında immünmodülatör olarak da sitotoksisite olabileceği düşünülmektedir. Çatışmamızda incelenen hastalarda in vitro ekstraselüler sıvı öldürücülüğü %67 ve üzeri olan ajanlar verilmiş olan hastaların yaşam beklentisinin 9 kat daha fazla olduğu bulundu. Bu sonucun tedavi yanıtının yüksekliğinden değil, relaps oranının düşmesinden olabileceği düşünüldü. Buradan yola çıkarak bir hastaya verilecek ilaçlarda hedeflenen dozun yüksek ekstraselüler sıvı öldürücülüğüne sahip olması önerildi. Bu, literatürdeki bugüne kadar bu konuda yapılan çalışmalarda bulunan en anlamlı sonuçtur. Bu metodoloji rutine girebildiğinde daha az toksik ve daha etkili kişisel tedavi stratejilerinin geliştirilmesinde in vitro hücre kültürü kullanılabilecektir. Ayrıca in vivo olarak ilaçlar arasındaki sinerjinin in vitro olarak kombine edilen ilaçlarla çalışılarak tespit edilebilmesi bu yöntemin etkinliğini artırabilecektir. Bu nedenle hücre kültürü kullanılarak kemoterapi protokollerinin daha etkin ve başarılı olarak kullanılmasına katkıda bulunulacaktır. Anahtar kelimeler: ÇİD, MTT metodu, Lösemi, Kemoterapi, P-glikoprotein SUMMARY The multiple drug resistance is the phenomenon defines the unanswerness to a lot of compounds which have differences about structure and effect mechanizm. in acute leukemia, drug resistance is an important factor that limits the success in therapy. Studies which evaluates the sensitivity confronting the cells with in vitro drugs is being done beside the studies researching multiple mechanizms of drug resistance in leukemias.in our study first of all, daunorubicin, idarubicin, doxorubicin, prednisolon, vincristine, etopoşide, L- asparaginase, mitoxantrone, cytosine arabinoside, methotrexate drugs and P-gp (-) chemosensitivite standart cntrol cell series K562 and P-gp (+) multipl drug resistanced standart cell series K562/D0X have been used. After validity of the method about measuring the drug sensitiveness had been shown; the same method was used on 10 children, 13 adult patients, totally 23 patients. LD30, LD50, LDso values were calculated from graphics drown accorting to the results. Accorting to the maximum drug concentrations in plazma, in vivo remission of patients were confronted with in vitro values. There were also some results of patients gave response to in vivo therapy but was resistant in vitro beside patients whose in vivo and in vitro results were harmonious. The reasons thought for this are the sinerjizm between the drugs used and in avalibility of testing this sinerjizm in vitro, the discordace possibly due to cryopreservation and not only direct cytotoxicity but also cytotoxicity as immunmodülatör. In our study we have found out that patient's who have been given drugs which have in vitro ECF fatality about %67 and more than %67 had life span 9 fold more, it has been thought that it was due to decrease of relaps rate but not high response to cure, from this point of view it has been suggested that target drug dose which could be given to patients should have high ECF fatality. This is the best meaningful result in studies which have been done till today's time. In vitro cell culture will be able to be used for the improvement of more effective and less toxic personal therapy strategies when this methodology will be used in routine. Also; determining the sinerjizm in Vivo between drugs by working in vitro combined drugs will increase the effectiveness of this methodology. For this reason, by using cell cultures we will use chemotherapy protocols more effectively and successfully. Key words: MDR, MTT assay, leukemia, chemotherapy, P-glycoprotein
Collections